Pages

30 Aralık 2011 Cuma

2012 dileklerim


Yeni yıldan yani 2012'den beklentilerimi yazmaya karar verdiğimde fark ettim ki, hepsini yazsam neredeyse 2012 tane dileğim olacak :) O yüzden listemi kısaltarak buraya mini halini yazıyorum :))

Evet benim de herkes gibi yeni yıldan beklentilerim ve umutlarım var...




- Öncelikle sağlık hem de çook sağlık istiyorum
- Sonra mutluluk ve neşe hatta bol kahkaha istiyorum
- Tabii bu neşeli halimizi sürdürebilmek için çook para istiyorum :P
- Bol bol tatil yapmak hatta tatil planları arasında kaybolmak istiyorum, valizim tozlanmasın yani ;)
- Sonra, çoooook güzel bir ... istiyorum. Orada mutlu olduğum,zamanın nasıl geçtiğini anlamadığım bir yer olsun burası, hayallerimdeki gibi olsun istiyorum (bunu olduğunda açıklayacağım),
- Bunu şiddetle istiyorum; Sokak hayvanlarına huzur istiyorum, onlar zaten açlığa alışık(maalesef ki) yarı aç yarı tok geziyorlar,bari korkarak gezmesinler,eziyete maruz kalmasınlar, onlar için güven istiyorum, merhamet istiyorum, şefkat istiyorum, farkındalık istiyorum...
- Bu yıl olmak zorunda değil ama yeni bir ev istiyorum, terası olsun, ferah olsun istiyorum,
- Bu yeni evde kocaman beyaz bir koltuk olsun istiyorum :P
- Bu sene mutlaka kilo vermek istiyorum
- Bol bol NY istiyorum, (JFK havalanı için alçalmaya başlıyoruz sesini duymak hep nasip olsun inşallahhh:P) central parkta çimlere yayılarak öğlen yemeği yemek, bol bol VS alışverişi yapmak, Charritos'da kendimi kaybetmek, Fifth Avenue'da yürümek, gökdelenlerin gölgesinde kaybolmak istiyorum...Aaaa pardon Bloomingdales'de kaybolmak istiyorum :)))))) istiyorum istiyoruuummmm (sadece bu madde için bile 2012 madde sayabileceğimi fark ettim dolayısı ile hemen kesiyorum,panik yok ok:P)
- Başarı istiyorum, daha çok başarı istiyorum
- Huzur istiyorum, sakinlik istiyorum, sukunet istiyorum
- Dost istiyorum, lafta değil gerçekten gönülden olan dost istiyorum
- Güzeel masalar, güzel sohbetler, güzel yemekler istiyorum
- Sevgi istiyorum
- Aşşk istiyorum :))





Evet listem say say bitmez, keşke hepsi gerçekleşse diyorum ve biliyorum ki çoğu aslında benim elimde olan şeyler... O halde yeni yılda kendimiz için elimizden geleni yapalım olur mu? Bu hayat bizim. İstediğimiz gibi yaşayalım, elimizden kayıp gitmesin...

2012 sizin de tüm dileklerinizin gerçekleştiği bir yıl olsun :)
Bütün ama bütün dilekleriniz gerçekleşsin, sağlık, mutluluk, neşe hep peşinizden gelsin ve tabii huzur... Yeni yılda hepsi bizim olsun, bütün dilekler gerçek olsun ;)


İYİ SENELERRR :)))))))))))


(siirler.biz&yeniresim.com)

28 Aralık 2011 Çarşamba

Mantarlı Fırın Patates

Yılbaşı öncesinde, belki yılbaşı masası için iyi bir alternatif olur düşüncesi ile bu tarifi paylaşmak istedim. Çünkü yılbaşı masaları özenli olur, herkes eşiyle dostuyla keyifli vakit geçirebileceği, hoş sohbetler edebileceği masalar kurmak ister. Mantarlı fırın patates de, hem kısa sürede hazırlayabileceğiniz, hem de lezzeti gayet yerinde olan bir yemek...
Belki yılbaşında denemek istersiniz diye işte; :)




Bu yemeği yapmak için;
- Patatesi tuzlu suda güzelce haşlayıp bir güzel ezip püre yapıyoruz.
- Diğer tarafta, soğanı yağda çevirmeye başlıyoruz.
- Soğanlar hafif pembeleşmeye başladığında halka halka doğradığımız kırmızı biberleri de ekliyoruz,
- En son da mantarları bu karışıma ekleyip iyice pişiriyoruz.

- Son olarak patatesi fırın kabına iyice yayıyoruz.
- Üzerine de mantarlı karışımı ekleyip fırına veriyoruz.

Bu yemeğin üzerine isteğe göre rende kaşar peyniri de koyulabilir, tercih tamamen size kalmış...

Zaten her zaman soğanın patatese çok yakıştığını düşünmüşümdür. Bir de mantar ve kırmızı biberle birleşince daha da güzel oluyor :)
Güzel pişmiş bir etin yanına, farklı bir alternatif olabilir, benden söylemesi :))



26 Aralık 2011 Pazartesi

Bizim evde parti havası





Daha önceki bu postumda sevgilinin iş arkadaşlarının bize geldiğini söylemiştim ama bunun için daha detaylı bir post hazırlayacağımı da eklemiştim...İşte o gün bugündür :)

Gerçekten çok keyifli, bol kahkahalı geçen o gecenin daha doğrusu akşamüzeri partisinin kokteyl kısmı ile ilgili görseller sadece bunlar çünkü o telaş anında daha fazla fotograf çekemedim...Gönül isterdi ki tabakların detaylı fotograflarını da çekip paylaşayım ama olmadı, bunlarla idare etmek durumundayız artık :)



O gece masamızda neler mi vardı? Sucuklu börek, tavuklu börek, minik misket köfteler, chedar peynirli jambonlu rulo, amerikan salatalı tartolet, acılı mezeli kanepe, cips, meyve, yeşil zeytin, sosis, minik renkli pastalar, kuru erik ve peynirli çubuk benim hazırladıklarım...Bunlara bir de tatlı Zeynep'in getirdiği baklava eklendi ki masamız tam oldu :)

Eh fotograflarda gördüğünüz atıştırmalıklar ile tatlanan gecemiz dediğim gibi çok keyifli geçti, en azından benim için keyifli geçen bu gece, umarım konuklar açısından da güzel geçmiştir :))
Bazen şirket ve şirket çalışanları ile ilgili konuşulan konuların dışında kalsam da(:P) birlikte olmak, güzel vakit geçirmekse amaç, benim için başarılı bir gece oldu...

Yeni yılda da konuklarla dolu, bol eğlenceli, bol kahkahalı günlerimiz, gecelerimiz olur umarım :))

O halde, konukların konseptine ve geceye uygun olarak şunu söyleyip postumu bitirmek istiyorum;

HAYAT PAYLAŞINCA GÜZEL
LALALAALAALLAAA
:)))))))))))

;)



22 Aralık 2011 Perşembe

Yeni Yıl Heyecanı

Geçenlerde sevgilinin iş arkadaşları bizdeydi. Çok çok güzel vakit geçirdik birlikte, çok eğlendik. O geceye ait görselleri başka bir postta paylaşacağım ama bugünkü postumda bize getirdikleri tatlı mı tatlı hediyeyi paylaşmak istiyorum sizlerle. Vazoya dikkat edin, bu hediye tam benlik değil de ne :))))))



Bu sevimli hediye, evimin en önemli nesnesi oldu bile :)))

Bu arada yeni yıl heyecanı evimin her köşesine dolsun istiyorum.
Kırmızının her tonu evime yeni heyecanlar, yeni bir enerji ve mutluluk getirsin diye bekliyorum. Haa, yanlış anlaşılmasın; olmadığından değil ama daha da çok olsun istiyorum, herşey istediğim gibi olsun, daha da çok olsun çok çoook olsun çok mutluluk, çok sağlık, çok para, çok tatil olsun istiyorum:)
Bu aralar fena halde Zerrin Özer'in şarkısı modunda geziyorum; "Bana hep bana bana, hep bana bana hep bana"

O yüzdendir ki evimdeki yılbaşı ağacıma bol boolll cici doldurdum



İşte bu ağacımın sadece gözüken kısmı, gerisini siz tahmin edin artık ;))

Biliyorum ki yeni yıl yeni umutlarla gelecek, daha da mutlu gelecek, herşey daha da süper olacak... Bu yıl benim yılım olacak...:))
Madem her şey istemekle başlıyor, E istiyorum, o halde oldu bitti bile ;)))


19 Aralık 2011 Pazartesi

Smirnoff'un Eğlenceli Şişe Tasarımı

Smirnoff, içki sevmeyenlerin bile, görür görmez aşık olacağı hatta kapıp evine götürmek isteyeceği şişeler tasarlamış :))




Sınırlı sayıda üretilen bu şişelerin üzerinde dünyanın 3 büyük parti şehirleri yer alıyor; Londra, New York ve Rio De Janerio...

Hepsi birbirinden güzel ve havalı gözükmüyor mu? :)
Özellikle de yılbaşı yaklaşırken, havaalanından hemen kaptım bir tane...
Eh hangisini kaptığımı tahmin etmek çok zor değil sanırım, öyle değil mi :)

Sizce benim şişem hangisi? :))))))))

Ve hatta sizin şişeniz hangisi???



15 Aralık 2011 Perşembe

Zara Home Runner ve Peçeteler

Boş vakitlerimde evim için alışveriş yapmaya bayılıyorum. Eskiden böyle bir keyfim olacağını söyleselerdi hayatta inanmazdım ama şimdi eve birşeyler almaktan, kendim için kıyafet almak kadar hoşlanıyorum :) Bu gibi durumlarda mutlaka uğradığım birkaç adres var. Zara Home da onlardan biri. Özellikle masa örtüsü, runner, peçete ve peçete halkalarını çok beğeniyorum. Yemek takımlarıma uygun tonlarda farklı kolleksiyonlar yaratmak da bana kendimi iyi hissettiriyor :)

Beğendiğim runner ve peçetelerden birkaçını burada paylaşmak istedim. Belki sizin zevkinizi uyan birkaç parça çıkar, ne dersiniz? :)





 















HERKESE MUTLU KEYİFLİ HAFTASONLARI :))


Daha fazla model görmek isterseniz; tık tık



14 Aralık 2011 Çarşamba

Everybody's Fine



Robert De Niro ismini görür görmez bu filmi izlemeye karar verdik. Çünkü kendisini çok severim, filmleri de genelde güzel olur...Bu film de, IMDB'den de 7.2 almış, e kötü çıkmaz diyerek başladık izlemeye.
Filmimizin konusu kısaca şöyle; eşi ölen Frank, çocuklarından uzak yaşamaktadır. Bütün dileği, herkesi Noel zamanı aynı masa çevresinde toplayabilmektir. Bunu başaramayınca, kendisi kalkıp ayrı şehirlerde yaayan çocuklarını ziyarete gider. Her birinin hayatına kısa bir süre konuk olan baba, bu seyahat ile aslında çocuklarının hayatına ne kadar uzak kaldığını fark eder.

Film, aile olmanın yani gerçekten aile olmanın önemini vurgulayıp, aynı aile bireyleri bile olsa herkesin hayallerinin, istek ve beklentilerinin nasıl farklı olduğuna değinen güzel bir film...

Film güzel ama çok yavaş akan bir film. Pazar akşamı izledik bu filmi. Sanırım bu film ve benim için yanlış bir zamanlama oldu. Ben zaten pazar akşamlarını hiç sevmem, içimi bir sıkıntı kaplar, bu filmle sıkıntım daha da bir arttı  :) Ama dediğim gibi bu benimle ilgili bir şey, belki de siz böyle hissetmeyeceksiniz... Deneyin bir izleyin bakalım, beğenecek misiniz?



12 Aralık 2011 Pazartesi

Yine Güzel,Yine Cicek,Keyifli Bir Gece ;))

Hep diyorum; benim için yorucu geçen bütün bir haftanın yorgunluğu, haftasonu yapılan güzel planlarla bir anda yok oluyor. Geçtiğimiz haftasonu yine dolu dolu, bol kahkahalı ve bolca gezerek güneşli günleri değerlendirdiğimiz bir haftasonu oldu sevgili ile :)
Cuma akşamı çok sevdiğimiz dostlarımız sevgili Ömer ve Aylin çifti ile birlikteydik. Birlikte güzel vakit geçirdiğimiz bu çift ile iyi bir frekans tutturduğumuzu düşünüyorum :)
E tabii sözkonusu olan konuklar olur da, ben hazırlık yapmadan durabilir miyim? Tabii ki hayır.
Fakat bu kez, yemek sonrası atıştırmalıklar için girdim mutfağa ;)




Sunduğum atıştırmalıkların lezzeti kadar, sunum şekli de benim için çok önemli. Yukarıda fotoğrafta gördüğünüz bu ayaklı 2 servis tabağını da Paşabahçe'den aldım... Sanki tam da biri sadece meyve, diğeri de sadece zeytin için tasarlanmış :)) En azından benim gönlümde bundan sonra öyleler ;))

Atıştırmalıklar arasında benim yaptığım neler mi vardı? Tavuklu börek, minik kanepeler, sarmısaklı köfte ve sosisli börek... Sosisli börek aslında volovan olacaktı. Yani ben volovan yerine milföy hamuru almasaydım öyle olacaklardı ama volovan diye aldığım paketten son anda milföy hamuru çıktığını öğrendiğim an mecburen börek oldular :)))





Bu güzel atıştırmalıklar ve sevgilinin hazırladığı kokteyller eşliğinde çok keyifli vakit geçirdik :)
Bu keyifli anlarda depoladığım bu güzel enerji ile bu haftamın güzel geçeceğini düşünüyorum :)
Herkesin de haftası kolay ve güzel geçsin :)
Mutlu, keyifli haftalar :))


8 Aralık 2011 Perşembe

Primal Fear



Filmimiz IMDB'den 7.6 alan, gerçekten izlerken sonunu tahmin edemeyeceğiniz bir film.
Başrollerini Richard Gere, Laura Linney ve Edward Norton paylaşmışlar...

Vail, başarılı bir avukattır. Bir psikoposun cinayet davasını üstlenir. Bütün oklar, olay yerinden kaçarken yakalanan Aeron'u göstermektedir ancak Vail, Aeron'un gerçekten suçlu olduğuna inanmamakta ve cinayeti 3. bir kişinin işlediğini düşünmektedir.

1996 yapımı bu filmi izlerken filmin ortalarında "tamam sonunu anladım,buymuş" diyorsunuz... Diyorsunuz ama... Ama deyip durmak istiyorum çünkü yazacağım en ufak bir cümle, filmin büyüsünü kaçırabilir :)
Film için sadece şunu söyleyebilirim; film tam anlamıyla sağ gösterip sol vuran bir film...

Kışın soğuk ve yağmurlu günlerinde yapacak herhangi bir aktiviteniz olmadığında, bu film size iyi bir seçenek olabilir.... Şimdiden iyi seyirler ;)

6 Aralık 2011 Salı

Et Soteli Çanak Kereviz



Kereviz çok yararlı bir sebze olmasına rağmen birçok kişi kereviz sevmez çünkü kendine has keskin bir tadı vardır. Oysa ki diğer tüm sebzeler gibi, kerevizin de sağlığa yararlı birçok özelliği var.

Kereviz nelere iyi geliyor, şöyle bir bakalım;
"Kerevizin yaprak ve saplarının, bol vitaminleri ve çeşitli madeni maddeleriyle çok faydalı olduğunu belirten uzmanlar, mideyi kuvvetlendirdiğini ve iştah açtığını bildiriyor. Uzmanlar, kerevizin, iç salgı bezlerini ve özellikle vücutta çok çeşitli vazifesi olan böbrek üstü bezlerini çalıştırdığını, sinir yorgunluğunu da önlediğini ifade ediyor. Kanı pisliklerinden temizlediğini ve sivilcelerin geçmesine, yüzün pembe bir hal almasına yaradığını vurgulayan uzmanlar, kerevizin diğer faydalarını şöyle sıralıyor: "Karaciğerin şişliğini giderip onu yorgunluk maddelerinden temizliyor. Sarılığı gideriyor, böbrekleri çalıştırıyor, fazla suyu dışarı atıyor. Böbreklerden kumu, taşı döküyor. Şişmanları zayıflatıyor ve cinsel faaliyeti çok arttırıyor."
Daha detaylı bilgi için tık tık...

Eh kereviz seven biri olarak, geçen gün Macrocenter'da gördüm bu çanak kerevizleri ve hemen kaptım tabii ki :) Enginar gibi temizlenmiş hazır satılıyordu. Bu kerevizleri evde portakal suyuyla birlikte pişirdim ve ayrı bir yerde de üzerindeki et soteyi hazırlayıp çanak kerevizlere doldurdum :)

Sonuç bence çok güzel oldu, görüntüsü iştah açıcı, tadı da çok lezzetliydi...
Eğer değişik bir görüntü istiyorsanız bu çanak kerevizler tam size göre, benden söylemesi :)



5 Aralık 2011 Pazartesi

Sokak Hayvanları İçin Önerisi Olan?

Gün geçmiyor ki sokakta bir hayvana eziyet edilmesin, zorla götürülmeye çalışılmasın. Her gün abuk subuk içerikte bir sürü haber görüyoruz, yok biri tekmeyle kedi öldürür, yok diğeri canlı canlı kedi yakar, yok bir başkası da köpeği arabanın arkasına bağlar ayaklarını parçalar ve daha neler neler...Saysam bitmez.

Evet bunları okuyoruz, evet üzülüyoruz, 1-2 gün konuşuyoruz, sonra hoop yeni bir eziyet haberi geliyor ve eskisini unutuyoruz.

Ben artık unutmak istemiyorum. Bu konuda neler yapabiliriz? Daha doğrusu birşey yapabilir miyiz?
Burada beni takip eden/benim takip ettiğim birçok güzel kalpli blogger arkadaşım var. Hepinizden öneri bekliyorum...Birleşsek, birşeyler yapsak? Her türlü yoruma açığım, ne olur fikirlerinizi benimle paylaşın...
Ben artık hergün gelen eziyet haberlerini okumaktan bıktım. Birşeyler değişsin istiyorum ve madem ki kendiliğinden değişmiyor, biz değiştirelim o halde? Ne dersiniz?


2 Aralık 2011 Cuma

Yılbaşı Keki - Christmas Cake

Daha önceki bu postumda size bu devasa keki anlatacağımı söylemiştim ve işte o gün bugündür :)




Uzun zamandır bu ve buna benzer kekleri marketlerde görüyordum ama bir türlü alıp denemeye cesaret edemiyordum. Cesaret edemiyordum çünkü içinden ne çıkacağını bilemiyordum yani gerçekten böyle kocaman bir kek mi çıkacak kestiremiyordum. Bu merakımı da geçenlerde bir öğlen yemeğinde Serkan'a anlatmıştım anlatmasına ama ben o gün anlattım sonra da unuttum gitti. Geçen cuma akşamı için yemek sonrası tatlıyı biz getiriyoruz dediklerinde bu keki alıp getireceklerini hiç tahmin etmemiştim ama tatlılar tatlısı Nilçin akıl edip bu keki getirmiş bana :)

Aşağıdaki fotografı görünce nasıl şaşıracağınızı görmek isterdim doğrusu :)) Çünkü biz de bu keki paketinden çıkartıp servis tabağına ilk aldığımızda gözlerimiz yuvalarından fırladı :)))))))





Evet paketin içinden gerçekten de bu devasa görünümlü kek çıktı :)))))
Nasıl keseriz ne yaparız derken bir de baktık içinden ayrıca bir de pudra şekeri paketi çıktı. Paketin üzerinde İtalyanca yazılar vardı, tabii İtalyancamız anlamaya yetmediği için üzerindeki resimlerden olayı çözmeye çalıştık :) Neyse ne kadar doğru bilemeyerek pudra şekerini kekin poşetine boşaltıp salladık ve pudra şekerinin kekin her yerine ulaşmasını sağladık.
E tabii tahmin edeceğiniz üzere bu kekin kesilmesi de çok kolay olmadı :)) Hatta öyle devasa bir dilim çıktı ki, o dilimi 2 kişi paylaşarak yedik... Efendim İtalyanlar bu keki marmelatla yiyorlarmış. Tabii biz öyle yemediğimiz için kekin tadı bize biraz vasat geldi yani kötü değil ama pastaneden alınan herhangi bir kekten daha tatsız...
Kesinlikle bu dediğimi kötü olarak algılamayın,sadece birşeyle mesela marmelat veya nutella ile birlikte yiyin diyorum (sizin için daha ne yapayım;nutella diyorumm :PP)

Hazır yılbaşı yaklaşırken, bu yılbaşı keki, bu devasa görüntüsü için bile bir kez alınabilir, benden söylemesi ;)



30 Kasım 2011 Çarşamba

Masa Düzenlemeyi Seviyorum :)

Beni bilenler bilir, kışın eve misafir davet edip, onlar için güzel yemekler yapmak ve onlar için şık bir masa hazırlamak benim en büyük eğlencemdir. Günler öncesinden neler hazırlayacağımı, masa düzenlemem için hangi rengi kullanacağımı hep kafamda önceden planlarım :)
Geçtiğimiz cuma akşamı çok sevdiğimiz dostlarımız Serkan ve Nilçin çifti bize yemeğe davetliydiler. Onlar için yapımı kolay ama lezzeti yiyecekler hazırlamaya çalıştım :)




Yemekte başlangıç olarak sosisli börek, kabaklı meze, börülce piyazı, başak salatası (bir çeşit buğday ile yapılan salata), ana yemek olarak da cornflakesli tavuk ve kremalı gnocchi vardı...
Renk olarak da siyah beyaz bir masa hazırladım. İşin aslı, siyah peçetelerimi Zara Home'dan yeni almıştım, ilk heves hemen onları kullanmak istedim :)) (Şşşhh aramızda :P)




Benim için çook keyifli bir geceydi :)
Tabii tavuğu biraz erken fırına atmayıp, ılık olarak servis etmeseydim daha iyi olacaktı ama tavuğu özel olarak isteyen Serkan'a göre tavukta hiçbir sorun yokmuş :) Eh O'na güvenip tavuğun lezzetli olduğunu düşünmek istiyorum, işime geliyor, ne yalan söyliyeyim :))

Bu arada Serkanların tatlı olarak getirdiği özel yılbaşı keki için ayrı bir post yapacağım...
Mutlaka sizlerle paylaşmam lazım ;)


Mutluluk zaten nedir ki, birkaç dostun yanyana sohbeti değil midir?
Bol sohbetler, bol hoş sohbetli masalarımız olsun :))



29 Kasım 2011 Salı

Bir Yuva Bulabilir Miyiz?

Duyarlı blogger arkadaşım sitelerine sığınan bir köpek ile ilgili bir post yapmış...
Ellerine sağlık, çok da iyi yapmış...



Bu tatlı köpekçik yuva arıyor... Şimdilik oraya sığınmış ama insanları özellikle de hayvan sevmeyenleri bilirsiniz...Daha ne kadar orada barınabilecek belli değil. Bebecik henüz küçük ama büyüyecek; bekçilik yapabilir, evinizi dükkanınızı koruyabilir, sizinle birlikte yaşayabilir...
Gözünüz kulağınız açık olsun olur mu? Hatta çevrenize yayarsanız, çevrenize duyurursanız ne kadar iyi olur...Belki bir yuva buluruz bu bebişe?

İşte bütün detaylar ve iletişim bilgileri burada buyrun bakın;
http://puck-robin.blogspot.com/2011/11/yine-yuva-hep-yuva.html

28 Kasım 2011 Pazartesi

Şampiyona uğruna diri diri ölüyorlar...

Haftanın başında, pazartesi sabah ile böyle bir post yapmak istemezdim ama acele etmemiz gerektiğini düşündüm ve bu postu hazırladım...Birazdan okuyacağınız yazıya inanmak istemeyecek hatta inanamayacaksınız. İşte insanın neler yapabileceği...Bunun bir ucu da yok sanırım :(

Ukrayna Hükümeti, 2012 Avrupa Futbol Şampiyonası öncesi sokaktaki kedi ve köpeklerden kurtulmak için hayvanları henüz canlıyken yakarak itlaf ediyormuş. Olay şu şekilde gerçekleşmeye başlamış; UEFA Başkanı Michel Platini, ülkeye ziyareti sırasında sokak hayvanlarının fazlalığı karşısında endişelenmiş ve Ukrayna Hükümeti de bu şekilde bir çözüm bulmus;hayvanları 900 derecelik krematoryumlarda diri diri yakmak.

Bir arkadaşım bana bu konu ile ilgili bir mesaj gönderince, önce okumak istemedim açıkcası ne yalan söyleyeyim. Hergün hayvanların öyle veya böyle bir şekilde katledilme haberleri karşısında artık kendimi o kadar çaresiz ve o kadar güçsüz hissediyorum ki, kendi kendime hiç okumiyim dedim ve geçtim. Fakat sonradan öğrendim ki, bu konu ile ilgili bir imza kapanyası varmış. Eh bunu öğrendikten sonra hiçbir şey yapmadan oturmak olmazdı. En azından blogumda bunu duyurmalıyım dedim ve işte şimdi sizlere sesleniyorum; lütfen 2 dakikanızı ayırıp imza kapmanyasına katılın ve bu vahşet dursun...

İmza kampanyasına katılmak için aşağıdaki linke bir tık yeterli;
http://www.thepetitionsite.com/2/tell-ukraine-to-stop-burning-animals-alive/

Ben imzamı verdim bile...

Haberin linkine ulaşmak için tık tık...



24 Kasım 2011 Perşembe

Popüler Psikiyatri Dergisinde Çıkan Yazım :)




Aslında bu postu pazartesi yazmam gerekiyordu ama işlerin yoğunluğundan ancak fırsat bulup yazabiliyorum.

Evet Popüler Psikiyatri Dergisinde bu ay benim bir yazım yayımlandı :))
Depresyon ile ilgili yazmıştım;
"Depresyon Nedir, Ne Değildir?"

Öyle ya, hepimiz zaman zaman sıkıntı veya çökkünlük yaşarız,
Peki her sıkıntı depresyon mudur? Her çökkünlüğe depresyon diyebilir miyiz?
Yazdığım yazıda bu konuyu irdeledim çünkü bu konunun önemli olduğunu ve
bu ayırımının iyi yapılması gerektiğini düşünüyorum.

İnternette linki olmadığı için link veremiyorum ama
belki dergiyi alıp okur ve yorumlarınızı benimle paylaşırsınız, ne dersiniz?

Çok sevinirim :)


21 Kasım 2011 Pazartesi

Oğluma Bir Haller Oldu

Bu oyun ile ilgili çok şey duydum. Duyduklarımın çok büyük bir kısmı da çok olumlu şeylerdi. Özellikle Cem Özer ve Paşhan Yılmazel'in performanslarının ne kadar iyi olduğu konuşuluyordu sürekli. Biz de düşündük sevgili ile, cumartesi akşamı için güzel bir plan olur diyerek bu oyuna bilet aldık ve oyunu izledik...





Oyun tek kelime ile şahane :) Aslında Necef Uğurlu’nun çevirisini yaptığı, Ron Clark ve Sam Bobrick’’in yazdığı bu oyun, daha önce, “Oğlum Çiçek Açtı" ismiyle sahnelenmiş. Ben annemden bu oyunu hep dinlerdim. Ne kadar komik olduğunu, nasıl eğlendiklerini hep anlatırdı. Benim bu oyunu görmem bugüne kısmetmiş :)

İşin aslı ben Cem Özer'i eskiden beri severdim zaten ama Paşhan için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Hayat Bilgisinde filan oynarken sanki bana biraz itici gibi gelirdi ama bu oyunu gördükten sonra, o sahnedeki performansını gördükten sonra, inanın bakış açım değişti yani Paşhan gözümde bambaşka bir yerde artık :)
O nasıl hareketler, o nasıl bir dans...Mutlaka görmeniz gerek. Tabii ki Cem Özer'i de...
Açıkcası bu 2si yanyana muhteşem birşey olmuş :))

Oyunun konusuna gelince; eşi kardeşiyle kaçan baba, teselli bulmak için oğlunun evine gelir ve oğlunun eşcinsel olduğunu öğrenir...Bir de üstüne oğlunun sevgilisi ile tanışmak zorunda kalır ve olaylar komik, içinden çıkılmaz bir hal alır...:))

Mutlaka izlemelisiniz, biz sevgiliyle eve döndüğümüzde hala gülüyorduk inanın.
Süper bir cumartesi gecesi planı olabilir. Daha ne kadar sahnede kalacak bilmiyorum ama bence acele edin ve Biletix'ten biletlerinizi hemen alın :) Bilet almak isteyenler buraya bir tık , pişman olmayacaksınız ;))


HERKESE BOL KAHKAHALI GÜZEL BİR HAFTA DİLİYORUM :)


18 Kasım 2011 Cuma

Carte D'or Fondan

Size de olur mu bilmem ama özellikle kış aylarında, dışarısı soğukken, evin kurabiye veya kek kokması çok hoşuma gider. Ev, sanki o zaman gerçekten ev olur :) Hele hele akşamları yemek sonrası bir fincan kahve eşliğinde ev yapımı kurabiye veya kek yemek gibisi yoktur benim için :)

Dün, tam bunları düşünerek markete gittiğimde Carte Dor Fondan dikkatimi çekti.



Açıkcası, Carte Dor Fondan'ı ilk kez denedim. Akışkan kıvamı beni biraz korkutmadı desem yalan olur çünkü genelde bu akışkan kıvamları tutturmak zordur yani fırından tam vaktinde çıkartmak gerekir, biraz fazla pişirdiğinizde katılaşır filan. Bütün bunları düşünerek eve geldim ve kutunun arkasındaki tarifi biraz değiştirerek keki hazırladım ve fırına verdim.
Tarifi değiştirim derken, tarifin orjinalinde katı yağ var ama ben katı yağ tercih etmediğim için, tarife kafama göre 1 küçük bardak sıvı yağ ekledim ve bence sonuç çok güzel oldu :))

İçinin akışkan kıvamını gösterebileceğimi düşündüğümden, bir dilim çıkartarak fotograflamaya çalıştım, bilmiyorum ne kadar başarılı oldum ;))







Akşam mı? Akşam tabii ki bir fincan kahve eşliğinde yenilen tatlı ritüelini yerine getirdim :)

Ben Carte D'or Fondan'ı çok beğendim. Size de tavsiye ederim, inanılmayacak kadar kısa sürede hazırlanan, gerçekten lezzetli tariflerden biri...
Kısa zamanda lezzetli bir tat istiyorsanız, mutlaka denemelisiniz derim ben ;))


16 Kasım 2011 Çarşamba

Bugün Güzel Olacak

Dün çok korkunç bir gündü benim için. Türlü türlü aksilikler, türlü türlü tartışmalar sonrasında, olaya en son nokta koyan terslik de lensimin gözümdeyken yırtılması oldu. Artık daha başka ne olabilir ki diye çıldırma noktasındayken tek düşünebildiğim kendimi tek parça halinde eve atma isteğimdi...

Evet şükürler olsun ki dünü sağ salim bitirebildim :)
Bugün yataktan daha kalkmadan "Bugün dün gibi olmasın, güzel bir gün istiyorum" diye düşündüğümü hatırlıyorum ve şu ana kadar da olan herhangi bir terslik yok :)
E demek ki isteğim kabul oldu :))

Herkesin bugünü hatta bu hafta hatta hatta tüm zamanları güzel geçsin...
Sıkıntılıyken insanın gözü birşey görmüyor, bir daha abuk subuk şeyler yaşmayalım...

HERKESE KEYİFLİ
VE
HUZURLU BİR GÜN DİLİYORUM ;)



14 Kasım 2011 Pazartesi

Safranbolu Gezisi

Bayramdan hemen önceki haftayı Antalya'da geçirince, bayramda İstanbul'da kaldık. E hal böyle olur da bizim gibi gezmeyi seven bir çift yerinde durur mu? Tabii ki durmaz. Biz de bayramın ortalarında çıktık Serkanlarla yola, doğru Safranbolu'ya :))

Safranbolu, Karadeniz Bölgesinde, Karabük İlçesine bağlı bir ilçe merkezi. Dolayısı ile çok büyük değil fakat buna rağmen eski çarşı diye adlandırılan merkezi çok sevimli. Yan yana sıralanan dükkanları, sizi hemen alıp alışverişe sürükleyecek cinsten ;) Alışveriş dediysem bu kelimem sizi yanlış yönlendirmesin. Çarşıdan alınacak hatta alınması gereken ürünler şunlar; lokum, sabun ve çeşit çeşit baharatlar :)





Biz bu güzel çarşıda gezerken, daha önce internetten bulup öğrendiğimiz Arasta'da bir Türk Kahvesi içelim dedik. Öyle ya, külde pişen bu kahveyi tatmadan dönmeyelim istedik...İstedik ama kahve siparişimizin üzerinden tam 45 dakika geçmesine rağmen hala bizim kahveler ortalıkta gözükmeyince, kahvelerimizi içemeden çıkmak zorunda kaldık.




Bu arada konaklamak için biz, Kadıoğlu Şehzade Konaklarını tercih ettik. Gerçekten de temiz, hoş bir ortamı vardı.Bence Safranboluya gidildiğinde otelde değil de konakta kalmalı. Ayrı bir havası var gerçekten :)
Akşam yemeğimizi de Şehzade Sofrasında yedik. Zaten Safranboluyu biraz araştırdığınızda, hemen karşınıza çıkıyor bu Şehzade Sofraları...Özellikle kuyu kebabı ve şehzade pilavı mutlaka yenilmeli deniyor. E biz de yedik. Yedik, yani kötü değildi ama çok çok da sevemedik. Biraz Gelik havası var diye düşündük ve sonradan öğrendik ki, personelleri, eski Gelik çalışanlarıymış. Bunu duyduktan sonra tabii hemen yemekleri Gelik ile kıyasladık ve Gelik bizim için açık ara önde :)




Safranbolu, küçük şirin bir yer. Biraz kafa dinlemek, kendinizle kalmak, şehirden kaçmak istiyorsanız doğru tercih. Ama koca 1 haftayı Safranboluda geçirmek bize imkansız gibi geldi. Tabii yine de zevkler tartışılmaz ;)

HERKESE MUTLU HAFTALAR :)


10 Kasım 2011 Perşembe

Unutmadık, Unutmayacağız, Unutturmayacağız...




Bugün hüzünlü bir gün...
Bugün Büyük Ata'mızın ölüm yıldönümü...
Üzerinden kaç yıl geçerse geçsin, bu acı hep taze kalacak...
Üzerinden kaç yıl geçerse geçsin, bu siren seslerinde hep gözlerimiz dolacak...
Sadece bugün değil, hergün anacağız,
Her gün hatırlayacağız, hatırlatacağız...

Ata'm seni hiç
Unutmadık, Unutmayacağız, Unutturmayacağız...



4 Kasım 2011 Cuma

Bu Bayram


Bu bayram
Herkes mutlu olsun,
Özlemler giderilsin,
Küslükler bitsin,
Bayram, bayram gibi yaşansın,
Depremler olmasın,
Yıkılan binalar olmasın,
Bu binaları yapanlar hiç olmasın,
Nefret olmasın,
Hainlik olmasın,
Şehitler olmasın,
Kadınlar, kadın olduğu için hayata eksiden başlamasın,
Sokak hayvanları itilip kakılmasın...

İnsan önce insan olsun ki,
Bayramların bir anlamı olsun...


Uzun bir ara için, bayram sonrası görüşünceye dek,
Herkes kendine iyi baksın
İYİ BAYRAMLAR :))





3 Kasım 2011 Perşembe

Teras Keyfi


Son zamanlarda neden bilmiyorum, herzamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyorum güzel bir terasa, güzel bir balkona ve oralarda yapılacak güzel sohbetlere...Evin içinde nefes almaya yarayacak bir alan olması hoş olmaz mı? Tamam aşağıdaki kadar manzaralı veya büyük olmasına gerek yok (hoş olsa itiraz etmem o da ayrı:P) ama minik bir teras, balkon veya bahçe, bir evin kaçış alanı bence :)
Benim gibiler artmış olmalı ki artık residencelarda bile kat bahçesi veya terasları filan yapılıyor ve bence çok da iyi oluyor çünkü yorgun argın eve döndükten sonra, bu teraslarda kahve içmek, kitap okumak ve hatta yemek yemek insanın kaybettiği bütün enerjisini geri vermez mi? :)
İşte beni benden alan görseller...Buyrun bakalım ;)

















Fotograflar buradan...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...