Okul yılları bitip de iş dünyasına girene kadar sabahları kahvaltı etmeden evden çıkar, ilk öğünümü öğlen yerdim. İşin komik tarafı o zamanlar kahvaltıyı sevmediğimi düşünürdüm hatta daha da öte kahvaltılığı sevmediğimi düşünürdüm. Sonra işe giriş filan derken, sevgiliyle pazarları kahvaltıya gidelimle, arkadaşlarla haftasonu kahvaltı edelimle başlayan bu süreç, benim tam bir kahvaltı canavarı olup çıkmamla sonuçlandı :) Artık kahvaltıya bayılıyorum, en sevdiğim öğün kahvaltı olup çıktı. Çaya bile bayılmazken kahvaltı sofrasında çayı arar, çayı sever oldum...
Peki benim için kahvaltı masası nasıl olmalı? Bir kere kahvaltı masamda çeşit bol olmalı, illaki domates salatalık ve üzerlerinde hafifçe gezdirilmiş zeytinyağı olmalı. Zeytin, peynir çeşitleri bol, yumurta mutlaka menemen ya da omlet olmalı. Reçel, tereyağ, bal çok sevmem bunlar olmasa da olur ama hele bir de o kahvaltı sofrasında börek varsaaa, ah o masada börek varsa değmeyin keyfime, o sofradan 2 saatten önce kalkmam :)
Böyle bir kahvaltı sofrası olsaydı nasıl olurdu? :) Eğer mükemmel olurdu diyor ve böyle bir yer arıyorsanız, Lokma, Rumeli Hisarında ve tam da anlattığım biçimde. Menüdeki kahvaltılıklarda yok yok. Kahvaltı tabağı şeklinde değil de Serpme kahvaltı şeklinde. Börek çeşitlerinden, yumurta çeşitlerine, katmerden, mıhlamaya hatta sucuk şişden mozarellalı domatese kadar seçenekler o kadar çok ki, sipariş verirken kendinize hakim olmanız çok zor:) Anlayacağınız kahvaltı sofranızı kendi hayal gücünüze, damak zevkinize göre siz donatıyorsunuz :))
Lokma, rezervasyon almıyor dolayısı ile haftasonları biraz bekliyorsunuz ama emin olun buna değiyor. Bundan böyle Lokma benim açık ara en sevdiğim kahvaltı mekanım oldu bile :)