Pages

31 Mayıs 2012 Perşembe

The Fermat's Room

Orjinal ismi "La habitación de Fermat" olan gerilim filmi, geçenlerde gerçekleştirdiğimiz ve postunu yaptığım geleneksel gerilim filmi gecemizde izlediğimiz filmdi.




Lluis Homar, Alejo Sauras ve Elena Ballesteros'un başrollerini paylaştığı 2007 yapımı olan ve IMDB'den 6.7 alan film, kansız, kol ve bacak kopmasız, gözlerimi kapatmama gerek kalmadan biten soft bir gerilim filmiydi. Hatta "gerilim filmi" doğru tabir mi tartışılır çünkü biz filmin hiçbir yerinde gerilmedik.

Filmin konusu kısaca şöyle; Birbirini hiç tanımayan dört matematikçi, gizemli biri tarafından büyük bir bulmacayı çözmeleri için gizemli bir mekana davet edilirler. Mekana giderler ve bir anda bulundukları oda üzerlerine kilitlenir. Bu sırada cep telefonu aracılığı ile kendilerine sürekli matematik soruları gelmektedir. Zamanında ve doğru olarak çözemedikleri her soru için içinde bulundukları oda biraz daha küçülmektedir. Asıl soru şudur; bu insanların nasıl bir ortak paydası vardır ve onları buraya çağıran kimdir?

Giriş kısmı çok yumuşak, gelişme kısmı merak uyandırıcı ve sonuç kısmı da beklenen gibi oldu benim için.  Yani şöyle söyliyim; film yumuşaktı dedim ya işte bu yüzden kötü biteceğini hiç düşünmedim, sanki hep "bu film iyi bir yere bağlanacak" modundaydım.


Buna rağmen kötü mü? Hayır hiç değil.
Eğer siz de benim gibi böyle soft gerilim filmlerinden hoşlanıyorsanız, bu film tam size göre...

30 Mayıs 2012 Çarşamba

Biraz da Cunda'da Ne Yedik,Ne İçtik? :)

Cunda gezisi yemek gezisi oldu bizim için demiştim...Cunda'da bol bol zeytinyağlı otlar, sebzeler yedik demiştim... Gidenler mutlaka bu otları tatmalı demiştim...
E bütün bunları diyip de Cunda yemek postu hazırlamadan olmaz diye düşündüm ve işte o gün bugündür, o post bu posttur :))  
Yalnız baştan uyariyim, bu post bol yiyecek görsellerinin yer aldığı bir posttur. Diyette olanların diyeti tehlikeye girebilir, sonra demedin, uyarmadın demeyin :P

O halde başlayalım bakalım;

Muhteşem zeytinyağı ile yeşil zeytin...


Adını unuttuğum farklı bir ot salatası...


Ahtapot salatası


Karides Mantısı


Peynirli Kum Midyesi


Enginar dolması


Kabak çiçeği dolması


Lor peyniri tatlısı


Sakızlı dondurma ile fırında tahin helvası



Nasil dedigim kadar var degil mi? :))
Herkesin haftası bu tahin helvası kadar tatlı, bu sakızlı dondurma kadar sade ve tasasız geçsin inşallah :))

28 Mayıs 2012 Pazartesi

Cunda Gezimizden Notlar :))

Geçen haftasonu mini bir tatil kaçamağı için yakın dostlarımızla birlikte soluğu Cunda'da aldık :)

Cunda ya da diğer adıyla Alibey Adası, Balıkesir'in Ayvalık ilçesine bağlı bir ada. Ayvalık koyundaki Ayvalık Adaları olarak adlandırılan irili ufaklı 22 adanın içerisinde yerleşime açık tek ada.
Bu sessiz, sakin adanın nüfusunun çoğunluğu Girit ve Midilli adalarından 1924 nüfus mübadelesi zamanında göç eden Türkler'den oluşmakta. Bu yüzden adada bol bol Girit mezeleri bulmanız mümkün...
Siz Cunda'da ne yaptınız derseniz; biz bu güzel adacıkta bol bol yürüdük, güzel fotograflar çektik, Taş Kahve'de bol köpüklü sakızlı Türk Kahvesi içtik, bol bol bu lezzetli mezelerden, bol bol zeytinyağlı otlardan yapılan yemeklerden yedik ve çok eğlendik :))

Bence Cunda mini haftasonu kaçamakları için ideal. Şehrin gürültü ve karmaşasından uzaklaşmak istediğinizde, Cunda doğru seçim olacaktır ve eğer bir gün sizin de yolunuz Cunda'ya düşerse;
  • Aşıklar Tepesine çıkmadan,
  • İmparator'un yerinde lokma yemeden
  • Taş Kahve'de sakızlı kahve içmeden,
  • Cunda Deniz Restaurant'ın mezelerinden tatmadan,
  • Tarihi manastırları gezmeden,
  • Vino Şarap Evi'nde şarap keyfi yapmadan,
  • Karadeniz Pastanesinden sakızlı kurabiye almadan,
  • Eve dönerken muhteşem lezzetli zeytinyağı ve zeytinlerinden almadan
sakın ama sakın geri dönmeyin ;)


Buyrun bakalım benim fotograf makinemden Cunda Adası ;)
































25 Mayıs 2012 Cuma

Muhteşem Yatak Odaları 3

Her genç kızın hayalidir böylesine kocaman, böylesine konforlu yatak odaları. Hele bir de bu yatak odaları bol ışık alan, ışıl ışıl odalarsa gerçekten bu odalarda vakit geçirmek ayrı keyifli oluyor doğrusu.
Laf aramızda benim odam her zaman biraz dağınıktı :) Dağınık ve mordu. Moru oldum olası severim, mor odam bana huzur verirdi. Aşağıdaki görsellerdeki odalar da bana huzur verdi. Her biri farklı renklerde ışıl ışıl, ferah ve geniş oda örneklerinden benim en beğendiğim odalar pastel tonlardaki prenses odalarını andıran odalar oldu. Peki sizin en beğendiğiniz görsel hangisi? :))





































22 Mayıs 2012 Salı

Kız Arkadaşlar Candır :))

Kız Arkadaşlar Candır
Hayatın olmazsa olmazlarıdır:)

Hayatımın enerji deposudur onlar,
zor anların kurtarıcısı,
en kötü durumları tersine çevirebilen mucizevi varlıklardır onlar :)



Buluşmaların ayrı bir enerjisi vardır bir kere... Her buluşmada deli gibi gülmeden, dedikodu yapmadan, herkesin gündemi masaya yatırılmadan, yorumlar yapılmadan, kız arkadaş buluşması olmaz :) 
Bazen bazısı teselli edilir, bazısı gaza getirilir, can dostunuzu kızdıran sevgiliye kocaya diş bilenir bazen :P ama en çok gülünür, birlikte gülünür, birlikte hiç olmadığı kadar gülünür.
Hiç kimseyle konuşulmayanlar konuşulur :PP
Kız arkadaştır onlar;
Herkes herkesin herşeyini bilir ama dışarıya ser verilir sır verilmez :))

Yukarıdaki fotografta olanlar, olmayanlar,
uzakta olanlar, yakında olup da katılamayanlar,
hayatımı güzelleştiren,
hayatıma anlam katan,
beni büyüten,
birlikte büyüdüğümüz,
hayatın yükünü azaltan bütün kızlarım,
iyi ki varsınız,
iyi ki birlikte
iyi ki hep birlikteyiz :)

Sizi seviyorum ve ne demiştim;
Kız Arkadaş Candır, Can :))))))

18 Mayıs 2012 Cuma

FNH Geleneksel Film Gecesi vol 5



Gerilim filmi seyretmeyi seviyorum. Hele bir de içinde kan, kopan kol, kesilen kol ve bacaklar yoksa o film benim için tam da "yeme de yanında yat" filmi oluyor :) Yine böyle bir film için tatlılar tatlısı Selenciğin evinde toplandık. Bu vesile ile ben de uzun zaman sonra Anadolu Yakasına geçmiş oldum. Gerçekten de oranın ayrı bir havası var. Nasıl desem yazlık gibi, sayfiye yeri gibi, sanki şehrin gürültü ve patırtısından uzak bir tatil yeri gibi. Neyse dediğim gibi film gecemiz vesilesi ile bir de cadde havası almış oldum böylece :)
Gelelim film gecemizin detaylarına...Görsellerde görüldüğü üzere Selencik bize nefis atıştırmalıklar hazırlamış. Zaten her daim bayıldığım mercimek köftesi ve yaprak sarma beni benden almaya yetti de arttı bile. Bir de bir itiraf; orada gördüğünüz cipslerin hepsi fırınlanmış :)) Yani vicdan azabı çekmeden cips yemek istiyorsanız "Lays Fırından" cipslerini denemenizi şiddetle tavsiye ederim üstelik lezzetinden de hiçbir şey kaybetmemiş :)





Gördüğünüz gibi bol sohbetli, bol kahkahalı, azıcık dedikodulu ve çok keyifli bir gece oldu :)
Bazı şeyler değişse de o ekip ruhunun ve kazanılan dostlukların hiç değişmediğini görmek paha biçilemez :))
Umarım bu keyifli gecelerimiz hep devam eder ;))



16 Mayıs 2012 Çarşamba

Evlerde Mavi Detaylar

Mavi renk bana oldum olası yazı çağırıştırmıştır. Nerede mavi tonda bir eşya, bir duvar boyası, bir detay görsem, hemen oranın yazlık ev olduğunu düşünürüm. Hele hele bir de maviyle birlikte beyaz kullanılmışsa, o dekorasyon benim için tipik bir "yazlık ev" dekorasyonudur :)
Bugünkü görsellerim, mavi rengin nasıl da farklı farklı yerlerde kullanılabildiğini gösteriyor.
Tüm görsellerde ortak bir his uyandı bende; huzur. Sizce de öyle değil mi?
Mavi huzurun rengi olsa gerek :))

























HERKESE MAVİNİN DİNGİNLİĞİ KADAR HUZURLU GÜNLER DİLİYORUM :)

8rd

14 Mayıs 2012 Pazartesi

Londra Gezimizden 2

Londra gezimizin detaylarını anlatmaya bu postumda başlamıştım. Bugün de yine Londra yolcularına yardımcı olabilecek ipuçlarıyla devam etmek istedim.

Londra, birçok havaalanı olan bir şehir. En büyük havaalanı Heathrow. Eğer Heathrow'a iniyorsa uçağınız şanslısınız.
Biz Pegasusla uçtuğumuz için Stansted Havaalanına indik. Havaalanına indiğinizde şehre ulaşmak için 3 şansınız var; taksi, otobüs veya tren. Tren için 22 pound fiyat verdiler, otobüsün ise trafiğe bağlı olarak 1,5 - 2 saatte şehre varacağını söylediler.
Taksi seçeneği ise şöyle; Stansted'de, bizim havaalanı gibi çıktığınızda taksi bulma şansınız pek yok. İçerde bir köşede "taxi corner" var. Nereye gitmek istediğinizi söylüyorsunuz, size bir fiyat çıkartıyorlar. Stansted'den şehir merkezine 110 pound fiyat verdiler bize.
Neyse biz bölüşeceğimiz için taksiyi tercih ettik ve ortalama 1 saat kadar süren bir yolculuk sonrasında otelimize varabildik...
Eğer uçağınız Stansted'e iniyorsa, size önerim gitmeden önce tren ve otobüs seçeneklerini de iyice araştırmanız yoksa bizim gibi taksiyle gidip ciddi bir para ödemek zorunda kalabilirsiniz :)



Londra çok eğlenceli bir şehir. Covent Garden, Picadilly, Soho, Leichester Square sürekli cıvıl cıvıl olan mekanlar. Özellikle Sohoya gece gitmenizi tavsiye ederim hatta mutlaka gece gidin, çünkü gece ayrı bir havası var.

Ayrıca Londra'ya sürekli yağmur yağdığından mıdır bilmiyorum ama yeşilleri ayrı bir yeşil sanki :))







Alışveriş için ise Oxford Street ve Regent Street inanılmaz. Evet pahalı ama bütün markaları bulabilmeniz mümkün. Özellikle  Topshop, Selfridges, Ted Baker, Anthropology ve Tezenis mutlaka görülmesi gereken yerler. Ucuz kaçış noktaları ise H&M ve Primark. Hatta Oxford Street'in üzerindeki H&M'in ev ürünlerinin satıldığı Home kısmını mutlaka gezmeniz gerek :)
Primark ise Oxford Street'in sonlarında, koskocaman 2 katlı bir mağaza. Uzun kasa kuyruğu gözünüzü korkutmasın, o kadar hızlı ilerliyor ki sıra size nasıl gelmiş hiç anlamıyorsunuz bile.

Alışveriş demişken Harrods'ı es geçmeniz mümkün değil. Mutlaka ama mutlaka gezilmesi gereken bir alışveriş merkezi. Evet çok pahalı ama birşey alamazsanız bile mutlaka bir gidip gezin. Zaten her köşesini gezebilmeniz mümkün değil, yok eğer gezeceğim derseniz gününüzün ciddi bir kısmını Harrods'a ayırmanız gerekecek. Özellikle alt katta bulunan yiyecek kısmını görmeden sakın ama sakın dönmeyin.















Londra'ya gidip de müzikale gitmeden olmaz :)
Biz tercihimizi, Tottenham Court Road'da bulunan "We Will Rock You"dan yana kullandık. Aslında sanırım Leichester Square'den ucuz bilet bulabilme şansımız varmış ama biz gidip yerinden aldık. 62 pound ödedik ve 5 sıradan izledik :) 52 ve 42 seçenekleri de vardı ama onlar arka ve yandaydı. Aklınızda olsun :) Bu arada sinema gibi içeri mısır ve içecek ile girebiliyorsunuz, çok eğlenceli :P





Hepsi bu kadar mı dediğinizi duyar gibiyim :) Hayır tabii ki değil ama bugünlük bu kadar olsun, kalan detaylar bir sonraki postumda :)
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...