Pages

29 Eylül 2010 Çarşamba

Los Angeles Sokakları :)

Havanın soğumaya başladığı şu günlerde, sıcağa olan özlem artıyor değil mi?
Gerçi ben herzaman kışı,yağmuru ve soğuğu seven biri oldum,hatta ne yalan söyleyeyim kış yaklaşıyor diye içten içe de sevinmiyor değilim :)
Ama sabah işe gelip de şu eski resimleri karıştırırken, LA sokakları dikkatimi çekti;ne kadar yeşil, ne kadar ferah ve genişmiş cadeler...Öyle değil mi :)





Bu resimdeki parmak benim :) Neden derseniz hiçbir mantıklı açıklaması yok,o anda o kadar etkilendim ki yeşillerin tonundan,sanırım orada olduğumu ispat etmek istedim kendime ;)





Dan Siego yolunda rastladığımız,toplanıp yoga yapan insanlar :)




 Rivo Alto Canal
















Bizim sokaklardan ne kadar farklı değil mi?






28 Eylül 2010 Salı

HUHU İÇERDE BİRİ Mİ VAR?? :)

İşte bu bizim adadaki kedimiz Cin :)
Cin gibi bakışları olduğu için ben bu ismi takmıştım ona daha küçücükken :)
Çok da meraklıdır da...Ve her fırsatta eve sızmaktan da geri kalmaz :))
Belli olmuyor mu? :)










27 Eylül 2010 Pazartesi

BLOGGERLAR TOPLANTISI :))

Dün 3.sü düzenlenen bloggerlar toplantısına ben ilk kez katıldım...:)
Gerçeği söylemek gerekirse bu kadar sıcak bir ortam bulacağımı gerçekten hiç düşünmemiştim.Sanki herkes birbirini yıllardır tanıyormuş gibiydi...Sohbet,ikramlıklar,kahkahalar derken nasıl geçti anlamadım bile :)
Kahvaltılıklar,getirilen ikramlar ve Algida'nın dondurmalı pastasını da unutmamak lazım :))

Ayrıca sevgili Burcu  ve Zeynep'e bir kez daha çok teşekkür ediyorum...Hiçbirşeyin eksik olmaması için bir ara ellerinde tepsi çay servisi bile yaptılar...:))

Böyle bir topluluğun parçası olduğum için çok mutluyum ve
Bir sonraki organizasyonu iple çekiyorum :))





24 Eylül 2010 Cuma

İLK KEZ MİM'LENDİM :))))

Dün sevgili Chilekcimmmmm beni mimlemişti... :))))
Başlıktan da anlayacağınız gibi ilk kez mimlenmiş olmanın verdiği tuhaf bir mutluluk var üzerimde, hhihiihihi :))))

İşte cevaplarım;


1.Lakabın var mı? Sely (genelde sevgilim kullanır)

2.Son zamanlarda diline dolanan şarkı? Öp Öp (Tarkan-özellikle de "ay o hilal kaşlara" kısmı :P)
3.En son ne zaman ve kime aşık oldun? 09.11.2001'de, sevgilime...

4.En son okuduğun kitap? Pucca

5.Son zamanlarda en çok özlediğin? New York (sanırım bu özlem hiç bitmeyecek)

6.Bir günlüğüne ünlü biri olmak istersen kim olabilirsin? Başbakan olmak isterdim böylece o 1 günlük maceramda hayvanların leyhine bir sürü karar verirdim :))

7.Yarın sabah ilk planın? Cumartesi olduğu için plansız programsız bir uyanış planlıyorum :))

8.Şu anki mesleğinde olmasan hangi mesleği isterdin? Eczacı olmak isterdim...



Ben de bu sevimli MİM'i sevgili  Zeynep'e ve Burcu'ya gönderiyorum :)))
Ama kızlar,benim çok fazla bilgim yok yani eğer siz bunu yaptıysanız daha önce,
yok sayabilirsiniz,tabii eğer öyle birşey varsa :))




Umarım herkesin haftasonu bu sevimli bebecik kadar tatlı geçer,
tabii bu kadar sessiz ve sakin geçmesi gerekmiyor,sadece tatlılığı benzesin yeter ;))

23 Eylül 2010 Perşembe

KEYİFLİ BİR AKŞAM

Kızlarla olunca, hele de uzun zamandır birbirimizi görememişsek eğer böyle toplu bir biçimde,
buluşmak, yemek yemek, sohbet etmek paha biçilemez benim için :)
Bir araya gelince hala lisedeymişiz gibi hep bir ağızdan, bağıra çağıra o kadar gürültülü bir biçimde sohbet ediyoruz ki, gittiğimiz mekanlardan bizi nasıl kovmuyorlar bilmiyorum :)))

Dün gece de Cafe Zone'a gittik...
Genelde öğlen yemekleri için tercih ettiğim CAFE ZONE'A bu sefer akşam yemeği için gittik.
Çeşit çeşit salataların,makarna,et ve tavuk yemeklerinin olduğu menü çok geniş...Ve mekan, akşam bir başka güzelmiş...
İtiraf etmek gerekirse, benim aklım yemeğin sonunda masamıza gelen, ama benim diyet yüzünden yiyemediğim ıslak çikolata soslu brownide kaldı :)

Neyse ki gecenin noktasını türk kahvesi ile koydum...
Güzel sunulan türk kahvelerine bayılıyorum. Hele yanında vişne şarabı varsa :)
Evet vişne likörü değil, vişne şarabı :))

Denemenizi tavsiye ederim, ben ilk kez denedim ve ben beğendim...

Şu keyfe bakın, denemeye değmez mi? :)




Bu arada sevgili CHILEKCİMMM bugün beni MİMlemiş :)
ilk kez mimlenmiş olmanın verdiği bir mutluluk var üzerimde ;PP
Yarını bu konuya ayıracağım :)))
Herkese keyifli bir gün diliyorum :))

22 Eylül 2010 Çarşamba

"İNSAN" BU MU?

İnsan demek eğer bu ise hakikaten biz insan olamayız...

Dün gece haberlerde gördüm bu olayı ve utandım,insan olmaktan utandım...
Sokaktaki çiçek kedimizin ve ayı köpeğin yüzüne bakarken utandım :((

Hayvanların yırtıcı vahşi güdüleri olması beklenir değil mi?
Bu nsıl bir vahşet, bu nasıl bir zevk, bu nasıl insanlık pes diyorum...

İlk olay Konyada olmuş.Bir köpeğin ellerini ve ayaklarını koli bandıyla yapıştrıp bi kutuya koyup bırakmışlar...Daha fazla detay vermek istemiyorum,yazamıyorum bile...Buyrun linki;
http://www.haber7.com/foto-galeri.php?s=3&cID=7021



İkinci olayı da gezetede gördüm sabah...
Bir hayvancağızı motorsikletin arkasına bağlayıp koşturmuşlar hatta o kadar ki hayvancağızın ayakları parçalanmış...İşte linki;

ve bu da fotoğrafı;



Şimdi...Utanıyor musunuz bu insanlarla aynı sıfatı taşımaktan utanıyor musunuz siz de?

21 Eylül 2010 Salı

YOĞUNLUK...

Bugün çok yoğun bir gün, dolayısı ile yeni bir post giremiyorum...
Sadece bugün nasıl biter diye düşünüyorum...
Ardarda hastalar var bugün gelmeyi bekleyen...

Bugün bitsin başka birşey istemiyorum :)

20 Eylül 2010 Pazartesi

BASEL HAYVANAT BAHÇESİNDEN GÖRÜNTÜLER :)

Her yerde olduğu gibi, Basel'de de hayvanat bahçesini gezdik tabii ki...
Çeşit çeşit hayvancıkların olduğu yerleri çok seviyorum.

Tabii bu hayvanat bahçelerinin şu özelliğini seviyorum en çok; oradaki hayvancıklar bir yerde tutulup sergileniyormuş gibi değiller...O kadar güzel hazırlanmış ki doğal ortamları, çok güzel yerler yaratılmış, büyük büyük kafeslerin ardına tıkılmamışlar yani...

İşte kimbilir nereden göç edip(:P) sonunda Baselli olan hayvan dostlarımız :))











Bu da yüzerken...;)

Arka ayağa dikkat :)












Bu kareye bayıldımmm, tam yemek yerken :))








Kar baykuşu ;)









İşte bunlar da gayet rahat,evlerinde yürüyormuş gibi insanların yürüme parkurunda yürüyen 2 tatlı tavuk :)











Bu çok güzel bi kare oldu,sanki minik kuş burada poz vermiş gibi, değil mi :))


İşte bu da en çok sevdiğim kare, gerçekten cennet gibi :))

15 Eylül 2010 Çarşamba

İLGİNÇ BİR DÜĞÜN :)

Her yerin, her ülkenin hatta her kültürün kendine has gelenekleri var ve o kültüre ait olmayan biri için bu gelenekler aynı zamanda hem garip hem de çok eğlenceli olabiliyor :)

Son gün Basel'de öyle bir düğüne denk geldim ki, herhalde hayatımda gördüğüm en güzel ve ilginç görüntülerden biriydi :)

Bir cafede oturmuş uçak saatini beklerken, birden bir bando sesi duyduk...
Tam ne oluyor acaba filan derken birden gelinle damadı, arkasındaki bando ekibini ve en arkada da ellerinde siyah-beyaz şemsiyeler taşıyan konukları gördük :) Şehirde, bu şekilde tur atıyorlardı :)
O kadar güzel gözüküyorlardı ki fotografını çekmemek olmazdı :))






Ben çok isterdim böyle bir geleneğimizin olmasını :))
O şekilde şehirde yürümek çok güzel olurdu bence...
Peki ya sizce??? :)

13 Eylül 2010 Pazartesi

BASEL NOTLARI

Yeni bir hafta, yeni amaçlar, yeni görevler ve yeni eğlenceler :))
Umarım hepinizin bayramı güzel geçmiştir, herkes süper enerji depolayıp başlıyordur yeni haftaya...:)

Ben bayram tatilimde Basel'deydim yani İsviçrede...
E dedim o kadar gitmişken oralara, oraları anlatmadan olmaz :)

Basel,İsviçre'nin küçük bir şehri...
Küçük ama sevimli ve tabii ki diğer Avrupa şehirlerinde görmeye alıştığımız düzen burada da geçerli. Herşey kurallı ve düzenli. İnsanlar çok sakin hatta o kadar sakin ki, bir gözlemimizi paylaşmak istiyorum; tramvaya binerek şehri bir uçtan bir uca gezelim dedik aşkımla ve tramvaya bindiğimizde gördük ki tramvayların içi o kadar sessiz ki yani bizim burada kütüphaneler bile bu kadar sessiz olamaz :)
Bu arada şehrin küçüklüğünü size şöyle anlatiyim; biz Markplatz'da kaldık, şehrin aşağı yukarı ortası gibi düşünün, tramvayla şehrin kuzey ve güney uclarına gitmek ortalama 20şer dk. sürüyor. Düşünün siz artık büyüklüğünü...
Tabii ki köpeklerin tramvaya veya ulaşım araçlarına rahatça binebildiğini söylemek bile gereksiz sanırım :)

Düzenli,sevimli ve sakin Basel şehrini biraz da resimlerle anlatiyim size;

Burası Markplatz ve Rathaus yani parlamento binası...Markplatz önemli meydanlardan bir tanesi...











Burası Barfüsserplatz...Şehrin bir diğer meydanı. Basel tarih müzesi de burada. Önündeki merdivenler ise gençlerin buluşma noktası...Meydandaki standlarda ise hediyelik eşya, kurabiye, çanta ve takı bulmanız mümkün...







Burası ise Tinguely Fountain...ve düşük enerji ile su pükürten 9 parça...






Her tramvay durağında bir sonraki tramvayın gelişine ne kadar kaldığını gösteren tabelalar var.Bu da onlara bir örnek;




Ve tabii ki İsviçre'ye gidip de çikolata yemeden dönmek olmazdı :) İşte bu Markplatz'da bulunan bir çikolata dükkanı ve o kocaman plakalar şeklinde gördükleriniz de çeşit çeşit, fındıklısı, karamellisi, sütlüsü, bademlisi her türlü çikolata :)) O dükkanın kokusunu size anlatamam...Gerçekten yani çikolatayı yemekten daha güzeldi o dükkanın kokusu :))



Ve bunlar da Basel sokaklarından görüntüler...






Ve şehri boydan boya ikiye ayıran Rhine River...İki yanına evler ve restaurantlar sıralanmış...Nasıl sizce de çok dinlendirici değil mi :)









İşte benim tatilim buralarda geçti :) Küçük ama sevimli Basel'de...:)
Bir daha orayı görür müyüm bilmem ama en azından şunu biliyorum ki Basel aklımda hep
"küçük ama çok sevimli bir yer"
olarak kalacak...:))
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...