Pages

30 Temmuz 2013 Salı

Duvar Kağıdı Sevenlere Gelsin ;)

Duvar kağıdı yıllar yılı aklımın köşesinden bile geçmeyen bir dekorasyon şekliydi. Öyle ya, annelerimizin evindeki eski duvar kağıtlı evlerinden sonra pırıl pırıl yağlı boyalı evler varken kim kullanırdı duvar kağıdını :) Ama işte yıllar sizi alıp öyle bir değiştiriyor ki, tamamen burun kıvırdığınız bir şeye, "acaba olabilir mi?" mi diye düşünürken buluyorsunuz kendinizi. En azından duvar kağıdı ile benim aramdaki ilişki böyle gelişti :)
Evet evin bütün duvarlarını hala duvar kağıdı ile kaplatmayı düşünmesem de, bir duvarda veya sadece mutfağın çok kirlenmeyecek bir bölümünde duvar kağıdı nasıl olur acaba diye düşünürken yakaladım kendimi ve başladım araştırmaya. Benim en sevdiğim, en içime sinen, baktıkça en içimi açan modelleri "York Wallcoverings"de buldum. O kadar güzel, o kadar detaylı ki, cıvıl cıvıl olanı da var, sade huzur vereni de, pastel tonlarıyla rahatlatanı da :) Ben mutfağımın küçük bir yerine 3. modelden yaptırıyorum :) Çok sevdim, çok içime sindi... E dedim paylaşmadan olmaz, belki yeni evlenen vardır, belki benim gibi evini değiştiren... Belki birilerine ilham veririm diyerek sizi görsellerle baş başa bırakıyorum :)













Bu arada "York Wallcoverings" Adressistanbul'un içinde yer alan "My Wallpaper"da satılıyor. İlgilenenler veya büyük kataloglarına bakmak isteyenlere duyurulur :))


29 Temmuz 2013 Pazartesi

Bir Çift Yürek



Benim için yaz mevsimi demek, bol kitap okuyabildiğim mevsim demek. Bloguma post girmeyi bıraktıktan bu yana ne çok kitap okudum. İşte bunlardan sonuncusu, dün bitirdiğim; Bir Çift Yürek..
Amerikalı bir kadının, Avustralya'ya gidip birkaç ayını aborjinlerle birlikte geçirmesi ve bu süre zarfında, aslında günlük koşturma tempomuzda, doğayı, hayvanları, duygularımızı nasıl hiçe saydığımızı öğrenmesi ile ilgili bir kitap. Çevremizde gördüğümüz her varlığın aslında bir amacı olduğu fakat bizim sadece görmek istediğimiz kısmını görmemizle ilgili çok güzel bölümler var. Gerçekten de hayat böyle bir şey değil mi? Yaşadığımız her zorluğun bizi daha güçlü kılacağını öğrendim mesela kitaptan... Öğrendim fakat uygulayabilecek miyim bilemiyorum. Ben de kendimi günlük koşturmaya kaptıranlardanım. Durup "bunu neden yaşadım acaba" diye düşünemiyorum. Yakın zamanda öğrenmeyi umuyorum :)

Herkese mutlu haftalar diliyorum :)


22 Temmuz 2013 Pazartesi

Yeni Ev, Yeni Heyecan :))

Sonunda gönlümüze göre bir ev bulduk :) Bol ışık alan, ferah, ışıl ışıl bir ev...:)))
Bu ne kadar güzel bir dönemdir, bilenler bilir... Evin içi yapılır, tadilat olur ve sonunda kendi zevkine göre gönlünce yaşayabileceğin bir yer çıkar ortaya... Bizim de şimdi evimizi kendi zevkimize göre şekillendirme vaktimiz :) O yüzdendir ki bol bol dekorasyon dergileri satın alıyor, bol bol banyo, mutfak görseline bakıyorum, bloglar postlar okuyorum... Dekorasyon dergisi demişken belirtmeden geçemeyeceğim benim en sevdiğim ve en yararlandığım "Home Art" oldu... Dergideki tüm ürünlerin Türkiyede olan ürünler olmasının yanı sıra, dilindeki netlik, görsellerdeki canlılık ve sunduğu seçeneklerle zaten aradığınızı bulamamanız imkansız...
Bu arada ev dekorasyonu ile ilgili en önemli kısım istekleriniz konusunda net olmanız. Nasıl bir şey istediğinizi biliyorsanız, bu süreç çok daha keyifli geçiyor aksi halde bol seçenek arasında kaybolmanız mümkün...
Evet şimdi evi baştan yapma vaktimiz... Ve bir sır vereyim mi? Bu evle ilgili en çok, en hevesle beklediğim şey balkonunda oturmak :) 
Buraya yazıp yazmama konusunda kararsız kaldım ama madem dedim her şeyi paylaşıyoruz, iyi günde de kötü günde de birlikteyiz, o halde buraya yazmalıyım... :))
Allah gönlünden geçenlere, tam da istediği gibi bir ev nasip etsin, ben gönlümdekini buldum :)) Herkesin de keyifle huzurla oturacağı bir evi olsun inşallah :)











 

1 Temmuz 2013 Pazartesi

Simply Complicated

Uzun çok uzun zamandır bir türlü yazmak gelmiyordu içimden. Değil yazmak blogumu açıp bakasım yoktu. Her gün acaba yorum gelmiş mi diye blogunu kontrol eden ben, günlerdir bloguma girip bakmadım bile... Bu son gündem konuları, değişken ruh halimiz, aldığımız haberler, bir gün iyi bir gün kötü derken günler nasıl da geçip gitti, haziran ayını nasıl geçirdik anlayamadım bile.
Aslında tuhaf bir moddayım, bir şekilde hayatın akışına bırakmış gibi hissediyorum kendimi, nedense üzerimde bir yorgunluk var. Hani tam bahar yorgunluğu olarak adlandırabileceğimiz türden birşey ki tam da yazın orta yerinde "bu ne bahar yorgunluğu" derler adama...Derler evet... Hatta kendi kendine de diyordur belki ama dinleyen kim?
Zaten hiçbir zaman etrafındakileri dinleyen biri olmadı ki bu...Bu yani, yani ben... Bazen "bu" olmak ister mi insan? "Biri" olmanın ağırlığından kurtulup sadece "bu" olmak istediniz mi hiç?
Bazen böyle kaçıp gitme dürtülerim su yüzüne çıkar benim. Sadece "bu" olmak, kimsenin benden birşey beklememesi hoşuma gider bazen...Şimdi de öyle bir ruh hali bu sanırım... 
İçimden geçeni olduğu gibi yazıyorum dolayısıyla konudan konuya atlıyor veya "ne anlatıyor yahu bu kız"diyebilirsiniz, dersiniz de... Dersiniz de bugün böyle olsun mu? Bu bünyeden daha fazlası çıkmayacak bugün... 



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...