Bir kitap düşünün; soluk almadan, bir sonraki sayfayı merak ederek, zaman
zaman kitabın içinde kaybolarak ama bol bol da yaşadığımız hayatımızı, çevremizi, neyin gerçek neyin yanılsama olduğunu sorgulatan bir kitap olsun... İşte Richard Bach'ın kaleme aldığı Hipnozcu tam da böyle bir kitap.
‘Herhangi bir kaya kadar somaki, hayatında dokunduğu her çelik kadar sert taşlar. İnanç mıydı bu? Orada kapana sıkışmış halde açlıktan ölebilirdi. Ama ne tarafından kapana sıkıştırılmış halde? Bu inançtan öte bir şeydi. Mutlak, sorgulanmayan bir ikna durumuydu. En yalın önermeden kaynaklanan bir durum: ‘Sizinle akıllarımızın içinde ufak bir gezinti yapalım.’
Son zamanlarda bu konuyu çok düşünür oldum. Ya çevremizdeki herşeyi biz yaratıyorsak? Ya aslında herşey bize öğretilen birer yanılsamaysa? O zaman madem bu dünyayı biz yarattık, daha iyisini yaratmak elimizde olamaz mı?
4 yorum:
çook merak ettim kitabı:)almalıyım bende tesekkürler paylasım için sevgiler
omurinandi.blogspot.com
Omur, kitabi okuyunca yorumlarini paylasirsan sevinirim:) sevgiler...
bu kitabı gördüm ama alsammı almasammı bilememiştim canım ..şimdi almaya karar verdim alınacaklar listeme not ediyorum..
sevgiler..
"Bir" en sevdiğim kitabıdır onun.
Yorum Gönder