Biliyorsunuz, kızkardeşim dediğim canım arkadaşım Mısırlı biriyle evlenip Mısır'a yerleşti...
Eh bize de Mısır'daki düğüne katılmak kaldı :)
İşte Mısır havaalanına inerken Mısır'ın uçaktan görünüşü;
Efendim, Mısır sıcak hem de çok sıcak. Dolayısı ile genelde yeşilliğin az olduğu bir görünüme sahip. Gezimiz boyunca, en çok yeşilliği Maadi Bölgesinde gördük. Maadi bölgesi genelde diplomat ailelerinin ve zengin Mısırlıların oturduğu bir bölgeymiş. Mısır'ın tümünden biraz daha farklı.
İşte Maadi Bölgesinden birkaç kare;
Gelelim Kahire Müzesine... Kahire Müzesi gerçekten bir zenginlik barındırıyor içinde. Ancak müze girişinde fotoğraf makinelerini topladıkları için, müzenin ve mumyalarıın fotograflarını çekemedim. Ancak birkaç bilgi verebilirim müzeyle ilgili;
Müzenin tarihi 1835 yılna kadar gider. O tarihte Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa Eski Mısır uygarlığından kalan eserlerin ticaretini yasaklar ve Kahire'de bulunan Ezbekiye bahçesinde bulunan küçük bir binada bu yapıtların korunması için emir verir. Daha sonra burası Ezbekiye bahçesi müzesi diye anılacaktır.Mehmet Ali Paşa'nın ölümünden sonra, 1850 yılını takiben eski eser ticareti gene başlar. Mehmet Ali Paşa'nın halefleri Ezbekiye bahçesinde toplanmış olan eski eserlerden bazılarını prestijli konuklarına armağan etmeye başlar. Sonunda Ezbekiye bahçesindeki müze Kahire Kalesi'ndeki bir binaya taşınır. 1854 yılında Kahire Kalesi'ndeki binaya taşınmış bütün eserler Mısır Hıdivi Abbas Paşa tarafından Avusturya Arşidükü Maximilian'a hediye edilir.
1858 yılında, Fransız Mısırbilimci Auguste Mariette tarafından, Said Paşa'nın da desteği ile, Kahire'nin Bulak semtinde Nil kıyısında bir bina yeni müze binası olarak seçilir. Nihayet 1863 yılında, Hıdiv İsmail Paşa döneminde Bulak Müzesi açılır. 1878 yılında Bulak'taki sel baskınından sonra bu müze de kapatılmak zorunda kalınır.
1886 yılında Bulak Müzesi yeniden ama geçici olarak açılır. 1890 yılında ise müzedeki bütün eserler Giza'daki Hıdiv İsmail Paşa'nın sarayına taşınır. Ama müzedeki artifaktların sürekli olarak artış göstermesi üzerine Auguste Mariette ve diğer Mısırbilimciler daha büyük ve sabit bir müze binasının seçilmesi için ısrar ederler.
1897 yılında, Kahire'deki Tahrir meydanında, Hıdiv Abbas Hilmi Paşa ve arkeolog Gaston Maspero'nun da eşliğinde, bugünkü Mısır Müzesi'nin temelleri atılır. Yaklaşık 5 yıl içinde yeni müze binasının inşaatı bitirilir. 1902 yılında birkaç ay içinde Giza Müzesi'ndeki bütün eski eserler yeni müze binasına taşınır. Nihayet 15 Kasım 1902 tarihinde Mısır Müzesi'nin resmi açılışı yapılır.(http://tr.wikipedia.org/wiki/Kahire_M%C4%B1s%C4%B1r_M%C3%BCzesi)
Müzede çok sayıda mumya sergilenmekte. Gerçekten çok büyüleyici bir atmosfer var içeride...
Ve birkaç fotograf da piramitlerden;
Piramitler, şehrin biraz dışında taksiyle gidilebilecek mesafede bir alan içindeler.
Biz piramitlere giderken şöyle birşey yaşadık; O alana yaklaştığımızda, birkaç kişi arabayı durdurup, yolun kapalı olduğunu, ancak develerle devam edebileceğimizi söylediler. Ancak arabamızın sürücüsü, böyle birşeyin olmadığını, bu tip davranışların Mısır'da çok yaygın olduğunu söyledi ve arabayla devam ettik. Alana biraz daha yaklaştığımızda, bu sefer de başka biri arabayı durdurup, sağ taraftaki camdan sürücü ile konuşmaya başladı. Konuşmanın ortalarında elini içeri uzattı ve kilidi açarak, arabaya bindi ve bize rehberlik edeceğini söyledi. Uzun uğraşılar sonucu istemediğimizi anlatabildik daha doğrusu resmen adamdan kaçmak zorunda kaldık :P
Piramitlerin bulunduğu alana geldiğimizde, bilet alıp içeri girdik. İçeride de ayrı bir mücadele verdik açıkcası çünkü sizin turist olduğunuzu anlayan Mısırlı birkaç genç, size adeta yapışıp, rehberlik etmeye çalışıyorlar. Hatta elinizden biletinizi alıp, geri vermiyorlar. Aslında bilete ihtiyacınız yok içeride ama siz bunu bilmeden bileti almak için peşlerinden koşturuyorsunuz ve bir anda bir şekilde sizi gezdirmiş oluyorlar ve para talep ediyorlar sizden...
Bütün bunlar dışında, piramitler gerçekten etkileyici, büyüleyici...
Biz piramitlere giderken şöyle birşey yaşadık; O alana yaklaştığımızda, birkaç kişi arabayı durdurup, yolun kapalı olduğunu, ancak develerle devam edebileceğimizi söylediler. Ancak arabamızın sürücüsü, böyle birşeyin olmadığını, bu tip davranışların Mısır'da çok yaygın olduğunu söyledi ve arabayla devam ettik. Alana biraz daha yaklaştığımızda, bu sefer de başka biri arabayı durdurup, sağ taraftaki camdan sürücü ile konuşmaya başladı. Konuşmanın ortalarında elini içeri uzattı ve kilidi açarak, arabaya bindi ve bize rehberlik edeceğini söyledi. Uzun uğraşılar sonucu istemediğimizi anlatabildik daha doğrusu resmen adamdan kaçmak zorunda kaldık :P
Piramitlerin bulunduğu alana geldiğimizde, bilet alıp içeri girdik. İçeride de ayrı bir mücadele verdik açıkcası çünkü sizin turist olduğunuzu anlayan Mısırlı birkaç genç, size adeta yapışıp, rehberlik etmeye çalışıyorlar. Hatta elinizden biletinizi alıp, geri vermiyorlar. Aslında bilete ihtiyacınız yok içeride ama siz bunu bilmeden bileti almak için peşlerinden koşturuyorsunuz ve bir anda bir şekilde sizi gezdirmiş oluyorlar ve para talep ediyorlar sizden...
Bütün bunlar dışında, piramitler gerçekten etkileyici, büyüleyici...
İşte bu da, Conrad Kahire'deki odamızdan, dillere destan güzelliği ile Nil Nehri :)
Nil nehri, Dünyanın en uzun nehridir (6.650 km). Havzası Afrika kıtasının onda birini kaplar. Güneyden kuzeye doğru akar ve üç ana kolu vardır: Beyaz Nil Nehri, Mavi Nil Nehri ve Atbera Nehri.
(http://tr.wikipedia.org/wiki/Nil)Ve biraz da yiyecek ve içecek :)
Mısır'da düğünümüzde bir tatlı yedim ki muhteşem hatta muhteşem ötesi :)
İsmi; Om Ali :)
Tatlının isminin Türkçe Anlamı; Ali'nin annesi :))
Tatlının hikayesi-tabii ne kadar doğru bilmiyorum-şöyleymiş;
Mısır Hıdiv'i (Osmanlı'nın Mısır Valisi) zaman zaman kıyafet değiştirerek halkın arasına karışır ve onları evlerinde "Tanrı misafiri" olarak ziyaret ederdi. Tine bir akşam Vali, Kahire'nin yan mahallelerinden birindeki küçük bir evin kapısını çalar ve eve konuk olur. Kıyafet değişikliğine rağmen Vali'yi tanıyan aile ne ikram edeceği konusunda telaşa düşer. Evde yenebilecek hemen hiçbir şey yoktur. Fakat evin hanımı mulfağındaki malzemelerle, ki bunlar çeşitli kuruyemişler, süt ve yufkadır, çok hoş bir tatlı yapar ve Vali'ye ikram eder. Vali tatlıyı çok sever, ev sahibine tatlının adını sorar. Tatlının herhangi bir adı olmadığından ev sahibi birden şaşırır ve hemen tatlıyı karısı yaptığı için "Ommu Ali" "Ali'nin Annesi" der. O gün bugün Mısırda bu tatlı ünlü olur ve büyük bir zevkle yenir.
(http://www.geziyorumlari.com/index.php?option=com_gezi&task=images&func=show&imgid=7549&Itemid=205)
Sonuç olarak, Mısır, çok farklı, Nil Nehri ile çok otantik bir şehir...
Tabii ki buralardan çok çok farklı. Ama gidip gördüğünüzde, bence ilginizi çekecek bir şehir ;)
11 yorum:
Keyifle okudum ama senden dinlemek daha keyifliydi:))) Şunların arasında tek merak ettiğim Nil Nehri bu kış belki gidilecek bakalım artık;)
Mırır merak ettiğim ülkelerden biri, ama Piramitlere gidiş yolunda karşılaştıklarınız biraz ürküttü :)) zorla rehberlik de iyiymiş :)) düğünle ilgili bir postda hazırlayacaksın dimi canım? farklı adetleri var mı merak ettim :))
egzotik Mısır,özellikle piramitleri çok merak ediyorum..Ama gidenlerden duyduğum ortak düşünce çok pis olmasıymış doğrumu acaba? canım ben düğün fotoğraflarını, geleneklerini ve yaşaşnanları çok merak ettim bir postta öyle gelsin istiyorum:)
Kızkardeşine mutluluklar ,hani derler ya ''Allah bir yastıkta kocatsın '' Düğünler güzeldir ve hepsi de çok özeldir ama sizinkisi gerçekten çok ilginçmiş.... Mısır atmosferinde çok masaldı olduğuna eminim.Tekrar kutlarım. Mısır görüntülerine umarım devam edersin. Çok ilgimi çekti,teşekkürler...
çok egzotık, ama rehberlerın saldırısına ugramak hıc hos degıl tabı.
pıramıtlere dokunmak ıstedımm.
çok güzel resimler hele o nil nehri bayuıldım, bloğunuzu tyeni keşfettim.
baanada beklerim
baharmasali.blogspot.com
Oo demek kış planları yapıldı :)) kışın daha iyi olur eminim,yazın çok sıcak,bana pek uymuyor :)
Handecim,düğün ilginçti :) yakında bir post hazırlayacağım :)
Meyracım,bir post hazırlayacağım,hiç merak etme :)
Colette,ilgini çekmesine çok sevindim :) bir post daha yapmayı planlıyorum, yakında yeni fotograflar paylaşacağım :)
Zeynep Özmen Ünlü,rehber bile değiller işte işin kötüsü...Ama onun dışında hoştu gerçekten :)
Baharcım,beğenmene çok sevindim :) En kısa zamanda blogunu ziyaret edeceğim :) sevgiler :)
kardesiniz hala evlimi?
merhaba yazınızı keyifle okudum:)bir kullanıcının da sorduğu gibi hala evli mi arkadaşınız?merak ediyorum çünkü benim de hayatımda mısırlı biri var ve gerçekten onun ne için beni istediğini anlamaya çalışıyorum.şimdilerde türkiye 'ye gelmek kendilerini kurtarmak için bir yol orta doğu ve güneydeki ülkeler için.tabi buradan da avrupa'ya geçmek istiyorlar.evlilik demek benim için şuan erken ama bunu da düşüneceksem emin olmalıyım.arkadaşınız orada mesleğini devam ettirebiliyor mu ?bu da benim için ayrıca merak konusu?
Yorum Gönder