Pages

29 Nisan 2011 Cuma

BLOGUM 1 YAŞINDA :))))

Bundan tam 1 sene önceydi, "acaba olur mu"larla başlamıştım blog yazmaya,
o zamanlar bu blog dünyasının bana böyle güzel dostluklar kazandıracağını
Nereden bilebilirdim ki :)
Her fırsatta sizlerin blogunu okumak hatta "acaba bugün kim ne yazmış" diye merak etmek,
O kadar "BİZ" olmak ki... :))

İyi ki başlamışım yazmaya, iyi ki sizlerle yolum kesişmiş,
İyi ki varsınız ve iyi ki birlikteyiz;
Herşey birlikte daha anlamlı :))

E o zaman blogumun 1. yılı kutlu olsun :))
Ve hep biz olalım, daha da büyüyerek inşallah :))


28 Nisan 2011 Perşembe

İstiyorum :)

Yaz gelsin istiyorum,
Açık ayakkabı giymek istiyorum,
Tiril tiril elbiseler, uçuşan etekler giymek istiyorum,
Pastel tonlar istiyorum
Hayatım da pastel renkte olsun istiyorum
Güneş çok ısıtmadan, canlılığını versin istiyorum

Çok mu şey istiyorum?
Evet mi? Oysaki daha tam saymayı bile bitirmemiştim :P

Devam ediyorum...:)

Gardrop detoksu yapmak istiyorum,
Uzun zamandır kullanmadığım kıyafetler işe yarasın istiyorum,
Dolabım hafiflesin, yenilsensin istiyorum
Yaptığım diyet işe yarasın, fiziken hafifliyeyim istiyorum,
Bu yaz çok güzel geçsin istiyorum,
Güneşte çok kavrulmadan tenimde hafif bir renk değişikliği olsun istiyorum

Bitti mi sandınızzzzzzzzzzzz, bitmediiiiiiiii :))

Yazın İstanbul'un nimetlerinden faydalanmak istiyorum,
Konserler, sergiler gezmek istiyorum,
Güzel güzel yemekler yapıp,
Güzel masalarda dostlarla sohbet ederken yemek istiyorum,
Bu güzel masaların artıklarıyla sokaktaki bebişleri doyurmak istiyorum,
Etrafta, sağda solda onlar için koyulan 1'er kap suları görmek istiyorum,
Ben bu yaz
Hafiflemek, tazelenmek istiyorum
Ruhum arınsın, bütün olumsuzluklar beni terk etsin istiyorum,


SÖYLEYİN BANA ÇOK ŞEY Mİ İSTİYORUM :))



27 Nisan 2011 Çarşamba

SPEAK (2004)

Geçenlerde bir film izledik; Speak...

2004 yapımı filmin başrollerini Kristen Stewart, Michael Angarano ve Robert John Burke paylaşmışlar...




Filmin baş kahramanı Melinda, sakladığı bir sır yüzünden bütün arkadaşları tarafından dışlanır. Ama O, ısrarla bu sırrı kimse ile paylaşmamaktadır. Bütün film bu sırrın etrafında dönüyor.

Filmin puanı aslında IMDB'de 7.8/10...
Kötü bir film de değil aslında ama benim görüşüm filmin çok ağır aktığı yönünde...

Filmde psikolojik ögeler çok güzel kullanılmış,kabul...
Ama yine de hani filmlerin koptuğu bir nokta olur ya, bu filmde de öyle vurucu bir an bekliyorsunuz ama öyle bir an yok... Yani sürekli "e tamam ne çıkacak altından" derken aslında birşey çıkmadığını görüyorsunuz...

Yumuşak bir film izlemek istediğinizde aklınızda olsun, kötü değil ama bence vasat...
Yine de seçim size kalmış ;)


25 Nisan 2011 Pazartesi

Somonlu Hardal Soslu Enginar

Hafta sonu benim için çok güzel geçti :)
Cumartesi akşamı annişkonun evinde yemek daveti vardı...Koskocaman bir masa ve çeşit çeşit mezeler :)
Aslında masanın fotoğrafını çekmeliydim ama nedense çekmedim. Sadece blogumda sizlerle paylaşırım diye düşünerek soslu enginarın fotoğrafını çektim :)

İşte olanca lezzeti ile karşınızda somonlu hardal soslu enginaar :)




Şimdiiii bu lezzetli enginarı yapmak için gerekli malzemeler;

Enginar (adeti isteğe göre değişir)
2 patates
Kornişon turşu
200 gram somon füme
Yeşil soğan (isteğe göre az veya çok)
Dereotu (yine isteğe göre az veya çok koyabilirsiniz.
Mesela biz hazırlarken dereotu hiç kullanmadık ve ben eksikliğini de hissetmedim açıkcası)

Üzerindeki hardal sosu için;
hardal
mayonez
limon suyu
zeytinyağı
(sos için özellikle ölçü vermedim,tamamen sizin damak tadınıza göre şekkillendirebileceğiniz bir lezzet yani hardalı seviyorsanız hardalı fazla kullanabilirsiniz veya ekşi çok sevmiyorsanız, limon suyunu az kullanabilirsiniz vs)

Öncelikle enginarları limonla ovarak eski usul pişiriyoruz. Daha sonra kalan tüm malzemeyi küçük parçalar halinde doğrayıp enginarların içine dolduruyoruz.
Son olarak sosu hazırlıyoruz ve enginarların üzerine gezdiriyoruz. Sosun kıvamına dikkat etmek gerekiyor burada yani çok akışkan, çok sıvı olmamasına özen gösterin ki kıvamlı bir şekilde enginarların üzerinde kalsın.

(bu arada oradaki sossuz enginar gözünüze çarpmıştır muhakkak, hemen açıklamak istiyorum; o enginar mayonez yiyemeyen annemin :)


Eveett bu tarifim de böyle, umarım beğenirsiniz, gerçekten hazırlaması çok kolay.
Özellikle enginarın bol olduğu şu dönemde mutlaka denemenizi tavsiye ederim :)

Şimdiden afiyet olsun :)) ;)


20 Nisan 2011 Çarşamba

Kendime Yeni Bir Ben Lazım

Bu senem iyi geçmedi söylemem lazım

Kader beni seçmedi ama görmemem lazım

Belki birdenbire yeniden başlamam gerek

Eskiden taptığımı bugün taşlamam gerek



Yeni bir aşk

Yeni bir iş

Yine gülecek bir neden lazım



Yeni bir haber

Yeni bir kader

Bunlar için bana şans lazım



Yeni bir duruş

Yeni dokunuş

Tek tek keşfetmem lazım



Yeni bir hayat

Gerisi bayat

Kendime yeni bir ben lazım

Kendime yeni bir neden lazım



Günler güzel geçmedi, unutmam lazım

Asıp yüzümü kalmışım azıcık kırıtmam lazım

Hep içime atmışım anlatmam gerek

Hepsini bir kazana atıp toptan kaynatmam gerek




Durum bu kadar dramatik değil, ayrıca yeni bir aşk da aramıyorum ama yeni heyecanlar arıyorum...
İşimde yeni motivasyonlar, yeni umutlar istiyorum...
Bir tek ben miyim bunalan? Mesela bir firmada 30 yıl çalışanlar var. Bir ben miyim yenilik arayan?
Yeni şeyler olsun istiyorum, sevdiğim şeyleri yapmak istiyorum. Tıkandım galiba...

Dedim ya; kendime yeni bir ben lazım...

Bir ben miyim fark arayan?



Vitrinime degil,iklimime...

Siz de Ayse Arman'in,Ajda Pekkanla yaptigi roportaji okuyanlardan misiniz?
Hatta soyle sorayim Ajda'yi sever misiniz?
Yani elbette ki onemli bir ses,onemli bir sanatci ve yaptigi guzel isler var ama neden bilmiyorum bana samimi gelmiyor... Hep "buzdan kralice" gibi gordum onu,boyle soguk,uzak,gercek yuzunu gostermeyen...
Bir de fiziksel ozellikleri var tabii...her gun deli gibi spor yaptigini belirtmis.Evet eminim gercekten yapiyordur da...peki ya gecirdigi operasyonlar?
Yanlis anlasilmasin;estetik mudahaleye hic ama hic karsi degilim,isteyen istedigi kadar operasyon gecirebilir. Hic kimseye laf etmek dusmez;kisi nasil mutlu hissedicek ise o sekilde yasamali,cevreye gore degil...
Pekiiiiii
Butun bunlar tamam da bu kadar seneden sonra,butun bu operasyonlardan sonra cikip da "vitrinime degil,iklimime" diye sarki soylerken duyunca hic samimi gelmiyor bana ve sunu demek istiyorum ; sen bunca sene vitrin yap,vitrin yap..sonra da vitrinime degil iklimime diye sarki yap"
Bilmiyorum niye boyle hissediyorum,sadece paylasmak istedim ve de sormak;bir ben miyim boyle hisseden??

14 Nisan 2011 Perşembe

Limonlu Enginar Üzerinde Baharatlı Deniz Tarağı

Eveetttt, artık sıra MSA'da öğrendiğim tapasların tariflerini vermeye geldi :)
Bugün değişik aramolı enginar ve üzerinde yine değişik aromalarla tatlandırdığımız deniz tarağını anlatacağım size :)



Bu lezzetli atıştırmalığı yapmak için gerekli malzemeleri yazalım önce;

* 2 adet enginar (yarı haşlanmış)
* 1 adet limon suyu
* 30 ml beyaz şarap
* 1/2 adet soğan
* 1 diş sarmısak
* 8 adet deniz tarağı
* 2 dal taze kekik
* 2 dal taze kişniş
* 2 dal biberiye


Ve sıra geldi yapılışına;
* Öncelikle enginarları çok küçük olmayacak şekilde küp şeklinde doğruyoruz (4 veya 6 küp)
* Soğan ve sarmısakları incecik kıyıyoruz ve az yağlı tavada iyice soteliyoruz (bu arada tavaya yağı koymadan önce tavanın iyice ısınmasını bekliyoruz)
* Sotelenen soğan ve sarmısağa beyaz şarabı ekleyip iyice çektiriyoruz
* Bu karışıma enginar ve limon suyunu ekliyoruz
* Diğer tarafta baharatların yaprak kısımlarını ayırıp incecik incecik doğruyoruz
* Başka bir tavaya yine yağ koyup deniz taraklarını ekliyoruz, iyice pişirip kenarda incecik doğrayıp beklettiğimiz baharatlara buluyoruz,
* Son olarak servis tabağına önce enginarlı karışımı, daha sonra da üzerine deniz tarağını koyup servis ediyoruz :)


KİŞİSEL NOTLARIM;
- Kişniş çok baskın bir tat yani seven ya tam sever, ya da hiç sevmez...
Ben maalesef ki sevmeyen taraftayım, bu yüzden sordum,
kişniş yerine istediğimiz her baharatı kullanabilirmişiz (fesleğen hatta adaçayı bile olabilirmiş:)

- Eğer ki misafiriniz akşam ise, enginarlı karışım önceden hazırlanabiliyormuş,
fakat üzerindeki deniz tarağının sıcak en kötü ılık olması şartmış.
Bu yüzden son ana kalsın istemiyorsanız, enginarı sabah halledip, son ana deniz tarağını bırakabilirsiniz :)

Bu arada bu tapası o gün yaptıktan sonra denedim tabii,
çook lezzetliydi :)

Bakalım siz beğenecek misiniz?

AFİYET OLSUN :)



13 Nisan 2011 Çarşamba

Yaz, düğünler ve Mısır Düğünü :)

E malum nisanı yarıladık, artık yaza hazırız :))
Yaz tatillerine, güneşe, açık ayakkabılara, sandaletlere, terliklere, tiril tiril elbiselere hazır mıyızzzzzz???
Hazırızzzzzz :))))))

Bu yüzdendir ki diyetteyim, 2. haftadayım ve başladığım kilodan daha az bir kilodayım :)

Bütün motivasyonum yaz ve yaklaşan düğünler...:))
Hele bir tanesi var ki,nasıl olacak çok merak ediyorum çünkü düğün Mısır'da :))))

Evet, çook yakın bir arkadaşım hatta kızkardeşim evleniyor ve sonrasında Mısır'a yerleşecek,
Çok karışık bir his bu,onun adına hem seviniyorum hem de biraz buruğum,
Ama olsun internet var, telefonlar vs, haberleşmek eskisi kadar zor değil değil mi? :)
Mısır düğünü nasıl olacak acaba? Nasıl olur ki orada düğünler? Değişik adetleri var mıdır?
Bilen var mı aranızda acaba???

Neyse,sonuçta düğün nasıl olursa olsun
Onun adına seviniyorum, bakalım hazirandaki Mısır düğünümüz nasıl olacak? :)
Düğünden sonra bütün detayları paylaşacağım sizlerle ;)

Yaz yaklaşıyor,düğünler yaklaşıyor
Tüm bunlar olurken
Bir de erik çıktı mı,
O zaman değmeyin keyfime :)))))


8 Nisan 2011 Cuma

MUTFAK SANATLARI AKADEMİSİ (MSA)

Dün akşam Mutfak Sanatları Akademisi'nin yani MSA'nın düzenlediği Tapas kursuna katıldım...
O kadar eğlendim, o kadar keyif aldım ki hiç vakit kaybetmeden sizlerle paylaşmak istedim :)

MSA, Maslak'ta...Daha kapısından girmeden sizi etkilemeyi başarıyor,en azından ben...yemek yapmayı sevdiğimden midir bilmiyorum, daha kapısından girmeden havasına girmiştim bile :)

İçeri girdiğimde ilk gözüme çarpan ferah bir çalışma alanı oldu ama o kadar temiz, o kadar ferah gözüküyordu ki 3 saatimi orada geçireceğimi düşününce mutlu oldum :)
Çalışma alanına geçmeden önce çalışma anında sizi rahatsız edebilecek çanta veya ne eşyanız var ise şifresini sizin belirleyip kilitlediğiniz bir dolaba kaldırıyorsunuz, sonra...Sonra, Eğlence başlıyor :)

Bir kere, herkes çok sıcak ve yardımsever...Sürekli yanınızdalar, sürekli ilgililer :)
Herkesin işini severek yaptığı o kadar belli oluyordu ki,
bu pozitif enerji bize de yansıdı :)
Çalışma esnasında fonda çalan müzik ise tek kelimeyle rahatlatıcıydı :)

Çalışma alanında,her tezgahın başında 2 kişi durduk ve yemekleri birlikte yaptık...
Benim şansıma Adana'dan gelen çok tatlı bir hanım ile yaptım yemeklerimi ve çok keyif aldım...
Yemek yapımı esnasında şarap servis ediyorlar; ister kırmızı ister beyaz...
Bir yemeği bitirdiğinizde, diğerine başlamadan, yaptığınız yemeği şarabınızla tadıp, hem emeğinizin karşılığını alıyorsunuz hem de eğlenceli bir ortamda yemek yemiş oluyorsunuz :)

Araç gereçlerde ise hiç sıkıntı çekmedik. Kirlenenleri toplayıp hemen yerine yenisini dağıttılar.
Hatta biten şaraplar da hemen tazeleniyordu :)
O anlamda çok seri çalıştıklarını söyleyebilirim gerçekten...

Kısacası çok eğlenceli, çok temiz, çok kaliteli ve işini çok seven bir ekiple birlikteydim dün gece :)

Peki dün gece neler mi yaptık? :)

Buyrun birlikte bakalım;

İşte bu; Thai usulü tavuk şiş, erik sos ile




Çıtır baget üzerinde levrek ceviche, meksika biberi ve kişniş ile





Limonlu enginar üzerinde baharatlı deniz tarağı





Sarımsaklı mayonez ve yumurtalı domates dolması





Acılı mini köfteler, ekşi domates sos ile





Vee, Adanalı arkadaşımın çekimi ile...bütün bu yemekleri yapannnn; BEENNN :))))
(bu arada önlüğü eve götürebiliyorsunuz,çok şeker değil mi :))




Bu arada tarifleri başka bir posta saklıyorum, sadece dün mayonez yapımı esnasında birşey öğrendim ve çok şaşırdım, paylaşmak istiyorum; 1 yumurta sarısı 60 litre evet yanlış duymadınız 60 litre yağ ile karışabilirmiş :)
Duyunca çok şaşırdık hepimiz hatta ml sandık önce ama değil litre :)

Evet durumlar böyle; bugün cuma; yani süper bir haftasonu var önümüzde...
o halde neymişşşş?
haftasonu ateşiymişşş :))

 HERKESE MUTLU HAFTASONLARI :))

6 Nisan 2011 Çarşamba

Seçimler...

Bahardan mıdır bilmiyorum,daha çok sorguluyorum herşeyi..
Neler yapıyorum, neler istiyorum, nereye geldim, nereden geldim ve nereye gidiyorum?
Gerçekten durup düşündüğünüz oluyor mu nereye gidiyoruz?

Hergün koştura koştura işe gidiyoruz, eve geliyoruz, temizlik yemek derken günler geçiyor...
Arada haftasonlarına eğlenceler dostlar sıkıştırıyoruz
Arada tatiller yapıyoruz
DA
acaba gerçekten istediğimiz şeyleri mi yapıyoruz?

Mesela yarın öleceğinizi söyleseler veya hadi iyi niyetli davranayım; size 1 hafta süre verseler, yine aynı şeyleri mi yaparsınız? Yine aynı insanla birlikte olur, yine aynı dost dediğiniz kişilerle mi görüşürsünüz?

Hadi itiraf edelim, kaçımız istediği hayatı yaşıyor?

Efendim? Bana da mı sordunuz bu soruyu?
O zaman şöyle cevaplayayım;
Evet, ben gerçekten istediğim hayatı yaşıyorum
çünkü kendi seçimlerimi yaşıyorum...
Başkalarının doğrularını kabul etmektense, kendi bildiğim yoldan gidiyorum.
Haa hiç mi duvara toslamıyorum, ohoooo
o kadar çok ki...:)
Ama inanın insan kendi seçimleri yüzünden duvara tosladığında acısı daha az oluyor...
"istedim yaptım olmadı" deyip devam kararını daha kolay alıyor...
Siz siz olun, kendi hayatınızı yaşayın
çünkü emin olun, bugün size akıl veren akıl hocaları,
siz duvara tosladığınızda yanınızda olmayacaklar...
Siz acınızı yine tek başınıza yaşayacaksınız,
üstüne üstlük bir de bu kazayı bir başkasının doğrusu yüzünden yapmış olacaksınız!

Geriye dönüp bakıyorum da, iyisiyle kötüsüyle bu hayatı, bu yolu ben seçmişim...
İyi ki de seçmişim...
Peki, ya siz kimin hayatını yaşıyorsunuz?
Kendinizinkini mi yoksa başkalarının size uygun bulduğunu mu?


5 Nisan 2011 Salı

Bizde neden böyle değil?


Aşağıdaki 2 fotoğraf Roma'da bir alışveriş merkezinde çekildi...
Şu fotoğraflara bakın bir...
Herhangi bir tuhaflık veya rahatsız olan herhangi biri var mı çevrede?





Bu 2'si benim çekebildiklerim, çekemediğim daha 100lercesi var...
İnsanlar köpekleri ile her işlerini yapabiliyorlar orada.
"Köpeği olan şuraya giremez, köpeği olan buradan yürüyemez" gibi tuhaflıklar yok...
Köpeğinizle çıkıp her işinizi halledebiliyorsunuz; metroya binip gideceğiniz yere gidip cafede birşeyler yiyebiliyorsunuz, sonra, alacaklarınızı almak için bir markete girip alışverişinizi yapabiliyorsunuz ve kimse köpeğiniz yüzünden size yasaklar getirmiyor...

Kısacası oralarda köpeğinizle sosyalleşebiliyorsunuz...

Tek bir soru;

PEKİ NEDEN BİZDE BÖYLE DEĞİL???

4 Nisan 2011 Pazartesi

Ben bu işten çok sıkıldım

Ben artık bu blogların yasaklı halinden çok sıkıldım...
Hastane zaten kendi kafasına göre erişim yasağı koymuş bazı sitelere.
e tamam hadi onu anladık diyelim Kİ anlamadım anlayamadım ama hadi neyse diyorum da
madem bu blog yasağı kalkıcaktı, peki ben neden hala hiçbir yerden doğru dürüst giremiyorum bloguma?

Akşam akşam giriş yapabilince sevindim, bir heves yazmaya başladım ama iş fotoğraf eklemeye gelince yok ı-ıh olmuyor da olmuyor...

E hani açılıyordu?
Hani yasak kalkmıştı...

Ben gerçekten anlamıyorum, yasak kalkmadı mı?
Kalkmadı da bizi mi oyalıyorlar?
Bilen varsa paylaşsın, feci sinirlenmiş durumdayım!
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...